Yenice’de Çilek
Her yörenin adı ile özdeşleşmiş bir meyvesi veya başka bir ürünü var.
Örnek mi istiyorsunuz
Bursa dedik mi, şeftali
Diyarbakır, karpuz
Malatya, kayısı
Balıkesir, kolonya
Susurluk, ayran
Giresun, fındık
Bazı yörelerimizde, üretilen bir meyve adına, festivaller ya da başka etkinlikler bile düzenlenebiliyor.
Gelibolu da, Sardalye festivali yapılır.
Lapseki de, kiraz festivali var.
Kastamonu nun bir ilçesinde, Taşköprü de sarımsak festivali var.
Artvin de boğalar güreştirilir.
Karadeniz in her yöresinde yayla şenlikleri düzenlenir.
Bir yörede yaşayan insanlar, hangi alanda etkili üretim yapıyorlarsa, o alanda etkinlikler ve şenlikler düzenleyip eğlenmeye çalışıyorlar. Geçmişten geleceğe kültürlerini yaşayıp aktarıyorlar.
Bizim Yenice de elimizde cennet gibi bir doğa olduğundan, Kazdağı Doğa Şenlikleri düzenliyoruz.
Yenice, yıllardan beri ürettiği, kırmızı biber gibi bir ürüne sahip çıkamamanın acısını yaşıyor.
Kırmızı Salçalık Biber en iyi Yenice de yetiştirilir. Kimse hakkını alamaz. Bizim biber Avrupa ya, Yunan ürünü olarak satılır.(!)
Yılardan beri biber üreticisi, gelen vurdu, giden vurdu şarkısını söylüyor.
Yöre insanı, daha başka ürünlerin peşine düştü ister istemez.
Bu ürünlerden birisi de, çilek.
Çilek, bizim pazarlarımıza, hep Bursa dan gelirdi.
Sanki nadir bulunan bir meyveymiş gibi, hep yüksek fiyata satılırdı.
Yenice nin doğasında çilek yetişmiyormuş gibi, kimse ilgi göstermezdi. Eken olmazdı. Ekenlerde toplayıp yemezdi bile.
Çilek.
Kırmızı rengi ve üstündeki küçük yeşil benekleri ile güzel görünümlü bir meyve.
Çocuklar bayılır bu meyveye.
Toplumumuzda bu ilgi bilindiğinden, Çilek Genç Odası adında bir mobilya markası bile var.
Yenice de artık, çilek üretimi yapılıyor.
Sazak Fasulyesi nasıl her yerde aranıyorsa, yöremizde üretilen çileğin de alıcısı çok.
Günlük olarak birkaç kamyon çilek, büyük anakentlere (İstanbul/İzmir) götürülüyor Yenice den. Birde Trakya dan, Şarköy den ve Keşan dan haftada iki kez çilek alıp gidenler var. Çilek bulamazlarsa, fasulye, biber ve diğer sebzeleri götürüyorlar. Aracındaki boşlukları da, su bidonları ile dolduruyorlar. Yenice nin her çeşmesinden kaliteli ve sağlıklı kaynak suyu aktığını keşfetmiş her gelen.
Çilek birkaç yıldan beri, Akçakoyun ve Yöresinde ekilen en önemli ürün.
Hemen belirteyim. Akçakoyun yöresine, çilek meyvesini getiren ve örnek bir çalışma yapan kişi, Kamil ARIKAN dır. Kamil Bey yıllarca İstanbul da yaşamış. Belediyelerde idarecilik yapmış. Akçakoyun Yöresi insanına yeni bir gelir kapısı açmış. Yöresine para kazandırıyor. Bu örnek çalışmayı yapan, Sayın Kamil Arıkan, Akçakoyun a belediye başkan adayı olmuş. Ne yazık ki yöre insanı, Kamil Bey e belediye başkanlığını kazandırmamış.
Günlük olarak toplanan çilekler, Akçakoyun ya da diğer köylerin merkezlerinde alınıyor ve parası peşin ödeniyor.
Yörenin muhteşem doğası, temiz havası, Kazdağları ndan gelen kaynak suları ile üretiliyor çilekler.
Bu nazik meyveyi üretenler, hiçbir kimyasal katkı kullanmıyorlar.
Birkaç tür çilek ekiliyor yörede.
Kamaros , kokulu, yemesi hoş bir çilek.
Kabarna , çok verimli ve piyasada aranan bir çilek türü.
Fermi , Yemesi hoş, yumuşak bir çilek. Sadece fazla dayanıklı değil.
Selvi , en verimli çilek türlerinden biri.
Opa , Dayanıklı, görünümü en güzel ve tadı güzel çilek.
Ne tür olursa olsun, kırmızı en güzel çileğe yakışıyor.
En güzel kırmızı, bence. Çilek .
Aşağı Çavuş Köyü, Hıdırlar Köyü ve Akçakoyun daki çiftçiler çilek üretimine iyice kaptırmışlar kendilerini.
Kim bilir, ileride çilek ile ilgili şenlikler de yapmaya başlarlar.
Çilek, belki de bu yörenin adını hatırlatacak bir ürün olur.
Çilek ile ilgili, marmelat ya da reçel üretim merkezleri de kuranlar olur.
Çilek üretimi, eskisi gibi ilkel usullerle yapılmıyor artık.
Damlama sulama, büyük kolaylık.
Birde tarlaya döşenen özel bir naylon üstünde çilekler, toz toprakta olmuyor. Kısacası, tarlada, üretildiği alanda çok temiz bir durumda çilekler.
Azıcık çilekten uzaklaşalım.
Bizi, çevre olarak talan eden bir konuya geçelim.
Süt sığırcılığı ve besicilik.
Süt sığırcılığı ve besicilik, köyleri duman etti.
Köyler süt sığırcılığının getirdiği kirlenme ile yaşanmaz hale geldi. Bilinçsizce evlerin altlarında ya da ev ile aynı avlu içinde yapılan hayvancılık çevre sorunlarını da beraberinde getirdi.
Her taraf gübre yığını. Sinekler Pis kokular Derelerin içi ahır atıkları ile berbat hale gelmiş/getirilmiş.
Kurbağalar bile terk etmiş köylerdeki dereleri. Artık derelerde, balık filan aramayın.
Kimi köylüler; ahırdan çıkanları, derelerin içine doğrudan boşaltıyor. Köprülerin üstünden, el arabası ile suyun içine gübre boşaltanlar bile var.
Hiç kimse, bu derenin suyu ne olacak diye sorgulamıyor kendisini. Dereler ve çayların alt kısmında gölet ya da baraj varmış. Kimsenin umurunda değil. Herkes günü kurtarıyor. Yarın önemli değil.
Sorumluda yok.
Köy muhtarı yatıyor. İlçedeki yetkililer bakıyor. Çevreciler zaten yok.
Toplum sağlığı ayaklar altında.
Güzelim köyler, berbat halde.
Gübre rüzgârları esiyor, köylerin içinde.
Her gün köylere havadan kolonya döksen, bin yılda kokusu gitmez.
Yem pahalı, süt ucuz. Diye ağlayıp ağlayıp aynı işi yapıyorlar.
Bizlere kalan kârı; ineğin ardından dökülenler.
Köylülerin hali, Neden saçların beyazlanmış arkadaş.
Yenice, çevreye uyumlu, doğayı bozmayan ürünlere yönelmek zorunda.
Yeni ürünlerin peşine, takılmak zorunda. Denemeler yapmak zorunda.
Bu çilek işini yöreye getiren Kamil ARIKAN a, Kazdağları nın soğuk suyu, havası Güzel olan her şey helal olsun.
Çilek ekiyorsun tarlaya, her taraf gül bahçesi gibi.
Pis kokular yok.
Besin üretiyorsun.
Peşin paraya satıyorsun.
Doğa ile iç içe yaşıyorsun.
Böyle olunca, çalışmak zevk verir insana.
Daha ne olsun.
Ben önceden, iki çilek yer bırakırdım.
Şimdi önüme, ne kadar çilek koyarsanız koyun. Küt atarım.
Ben çilek meyvesini, yeniden keşfettim.
Akçakoyun da, Aşağı Çavuş Köyü nde ve de Hıdırlar da.
Yenice’nin insanı bildim bileli, inek besleyeceğim diye, orak tarlalarında, kelek oluyor.
Toprağa attığı ile sattığı denk bile gelmiyor. Hep açık, hep açık.
Elde kalmıyor, avuçta olmuyor.
Yanık yüzlü, yorgun bakışlı insanların yaşadığı yer oldu, Yenice.
Yaşı genç görünümü ihtiyar, insan dolu Yenice de.
Yüz yıl yaşaması gereken insanlar, bırakın uzun yaşamayı yataklarında yorgun ölüyorlar.
Yenice nin doğası bizi yaşatırda, çok çalışmak, boş çalışmak bizi tepe taklak ediyor.
İnsanı çalışmak değil, çalışıp kazanamamak yıpratıyor.
Bu çilek işi güzel iş.
Siz en iyisi, iyi öğrenin bu çileği.
Bırakın elinizden keleği.
Çilek tadında olsun yapacağınız her iş.
Kolay gelsin Yenice.
Benim beldelerim, köylerim
Yaz sıcağında kavrulan Ayşe Teyze. Fadime Hala, Hatice Abla
Eleri nasırlı Hasan Dayı, Yusuf Amca
Kolay gelsin.
Köy delikanlıları. Genç kızlar
Kolay gelsin.
Kolay gelsin! YE-Nİ-CE
Şuayip Odabaşı Son Yazıları...
- 08/01/2014 Bir Ankara / İki Gün / İki Lira
- 18/08/2013 Şakir Askan / Seni Sevmeyen Ölsün
- 18/07/2013 Birliği Bozan Birlik Kavgaları
- 05/07/2013 Zülfü Livaneli / Kepez Kayısı Şenliği
- 01/07/2013 Ucuz Hayatlar
- 24/06/2013 Ölüler Kenti Ozanı’na Mektuplar*
- 11/06/2013 Yenice’de Her Gün Doğa Yürüyüşü
- 27/05/2013 Kepez Güreşlerinin Sonrası
- 15/05/2013 Haydi Kepez’e Güreşlere Gelin
- 30/04/2013 Tostçular Çarşısı
Yorumlar...
Henüz yorum yok...