“Uğur Mumcu Yaşasaydı Silivri’de Olurdu!”

Gazeteci yazar Uğur Mumcu, ölümünün 21’nci yıl dönümünde Çanakkale’de çeşitli etkinliklerle anıldı. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen “Uğur Mumcu ve Günümüz Medyası” adlı söyleşide, araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’nun çok fazla bilinmeyen yönleri ve günümüz Türkiye medyası hakkındaki konular masaya yatırıldı.

24 Ocak 1993?te Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde, arabasına konan bombanın patlaması sonucu katledilen Gazeteci Yazar Uğur Mumcu, ölümünün 21. yıl dönümünde Çanakkale’de anıldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şubesi’nin organize ettiği etkinlikler, bugün saat 17.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen anma töreni ile başladı. Meydanda Uğur Mumcu’nun fotoğrafının bulunduğu alana karanfiller ve yanan mumlar bırakan katılımcılar, daha sonra Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen “Uğur Mumcu ve Günümüz Medyası” konulu söyleşiye geçtiler. Gazeteci Celal Başlangıç, yazar Deniz Kavukçuoğlu ve İletişim Uzmanı Doç. Dr. Esra Arsan’ın panelist olarak yer aldığı söyleşi öncesinde bir konuşma yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Uğur Mumcu’nun günümüzde yaşanan olayları çok önceden fark ettiğini dile getirdi. Gezi Parkı direnişinin bunlardan bir tanesi olduğunu söyleyen Başkan Gökhan; “Uğur Mumcu, iyi bir gazeteci olduğu kadar, Türkiye’de bugün yaşanan her olayı o yıllarda net bir şekilde öngörmüştü. Gezi Parkı olayları da bunlardan bir tanesiydi. İyi ki Uğur Mumcu’ya inanmışım. Neyi dile getirdiyse doğru çıktı, bu yüzden mutluyum. Geçmişte aydın, demokratik gazetecileri öldürüyorlardı. Şimdi biraz daha insaflılar, onları öldürmüyor süründürüyorlar. Haksız yere hapishaneye atıyorlar. Doğru söyleyenleri sürüyorlar. Ya da Çanakkale’de olduğu gibi ıssız sokaklarda kalleşçe insanların kafalarına vuruyorlar” dedi.

Arkadaşları Uğur Mumcu’yu Anlattı…
Başkan Gökhan ardından başlayan panelde ilk olarak söz alan gazeteci Celal Başlangıç, Uğur Mumcu’nun üniversite yıllarında idolü olduğunu belirterek; “Genç bir gazeteci adayıydım, Uğur Mumcu’nun bir paneline katılmıştım. Yolsuzlukla ilgili dosyaları aklından sayıyla anlatıyordu. Dönekleri hiç sevmezdi. Türkiye’de bugün tarihinin en büyük yolsuzluk olayında keşke Uğur Mumcu da aramızda olsaydı diyoruz. Olayı deşifre eder ilk belgeleri ortaya koyardı. Bazen de medya ve gazetecilerin böyle rezil olduğu bir zamanı iyi ki görmemiş diyoruz” diye konuştu. Yazar Deniz Kavukçuoğlu ise, 1971 ve 1993 yılları arasında yurt dışında sürgünde olduğunu bu yüzden Uğur Mumcu’yu ile mektup arkadaşı olarak tanıma fırsatı bulduğunu söyledi. Uğur Mumcu’dan sonra Türkiye’de iyi bir arşiv yapabilen gazeteci kalmadığını ifade eden Kavukçuoğlu; “Kelimenin tam anlamıyla araştırmacı bir gazeteciydi. Ve iyi bir arşive sahipti. Gazetecilik mesleği Uğur Mumcu’nun dönemindeki kadar asla ciddiye alınmadı. İyi ki Uğur medyanın bu dönemdeki rezilliklerini görmedi. Zaten yaşasaydı, Ergenekon davasında ağırlaşmış müebbetten Silivri’de olurdu. Uğur’u rahat bırakmazlardı” dedi.