Savaşın Sembolü, Barışa Büründü…

“Beyaz Giy, Beyaz Bağla, Beyaz As, Beyaza Bürün” diyerek ateşkese, barışa, kirlenmemiş bir akla, vicdana ve insanlığa vurgu yaptıklarını belirten Beyaz İnisiyatif bu ülkede yaşayanlara bir kalpleri olduğunu hatırlatarak, kinin ve düşmanlığın ise kalpleri karattığını, yaşanan acılara, verilen kayıplara duyarsız hale geldiğimizi ifade etti.

Çanakkale’den tüm insanlığa barış çağrısında bulunmak için oluşturulan “Beyaz İnsiyatif”, yaşanan ölümlere tepki göstermek amacıyla bir zamanların en önemli savaş sembolü olan Troia Atı’nın boynuna beyaz fular taktı.

Türkiye’de yaşanan çatışma ortamının son bulması ve silahların susması talebiyle Çanakkale’de oluşturulan  “Beyaz İnsiyatif”, bölge illerinde yaşanan sokağa çıkma yasakları ve ölümlere dikkat çekmek için kordonda bulunan Troia Atı önünde basın açıklaması düzenledi. “Beyaz İnsiyatif” gönüllüleri açıklama öncesinde Troia Atı’nın boynuna beyaz fular astı. Burada açıklamayı “Beyaz İnsiyatif” adına Ayla Başkurt gerçekleştirdi. Başkurt açıklamasında şunları dile getirdi;

“Bir kalbiniz vardı hatırlayınız. Yolda bir yaşlı görseniz koluna girerdiniz. Evde pişen yemek kokmuştur diye komşunuza götürürdünüz. Komşunuz açken tok yatmazdınız. Ve komşunuzun milliyetine, diline, dinine değil insanlığına bakardınız. Bir insanın dilini, dinini sorgulamanın ayıp olduğunu öğütleyen bir ahlakınız vardı. İnsanları yaşadıkları yere, cinsiyetlerine göre ayırmayı suç sayan evrensel yasalarınız. Birlikte söylediğiniz türküleriniz vardı. Omuz omuza tuttuğunuz halaylar, İmeceyle kaldırdığınız mahsul vardı. Beraber yürüdüğünüz uzun yollar. Bir kalbiniz vardı hatırlayınız. Sokak hayvanlarının, kuşun börtünün, böceğin en az sizin kadar yaşama hakkının olduğunu bilirdiniz. Karınca yuvasını bozmaz, kuşlara taş atanı ayıplardınız. Ağaç dikerdiniz hani yaşamak ağır bastığından. Bir kalbiniz vardı hatırlayınız. Çocuk gülüşünde yüreğinizde kocaman bir gül açılırdı. Yaşlılara hürmet eder, gençleri dinlerdiniz. Bebek kokusunun masumiyetini hiçbir şeye değişmezdiniz. Yetim hakkı yemeyi kötülük sayan, iyilik aşılayan bir diliniz vardı, hatırlayınız. Kazanmak için her yol mübah değildi. Ve insanın insana eziyet etmesi en büyük günahtı.Dilenci gördüğünüzde yutkunduğunuz bir boğazınız vardı. Çocuklar öldüğünde dökülen gözyaşlarınız… Mahalleye tabut geldiğinde ‘hep bir’ olduğunuz acınız.. Adı ne olursa olsun genç ölümlere akıttığınız gözyaşınız, bir yasınız vardı hatırlayınız. Atasözleriniz vardı iyilik öğütleyen, kinde, düşmanlıktan vaz geçmeye çağıran. Savaşın kötü bir şey, barışın ise mukaddes olduğunu bilen bir aklınız vardı hatırlayınız. Kinin ve düşmanlığın insanın kalbini kararttığını anlatan hikayeleriniz vardı hatırlayınız. Kötülük edenlerin kaybedeceğini anlatan masallarınız… Bir kalbiniz vardı hatırlayınız. Memleketin bir yanında sönmeyen bir ateş var bakınız… Ne olur bakınız… Aylardır sokağa çıkma yasaklı şehirler… Delik deşik sokaklar… Kurşunlanmış duvarlar… Kan kokan evler. Bomba sesleriyle uyanan çocuklar var. Bombanın canını aldığı ufak çocuklar… Gelmeyen ambulanslar var. Kan kaybından ölen yaralılar… Gömülemeyen ölüler… Her gün bir ölüm daha yaşandığı için tutulamayan yaslar var. ‘Ama’sız, ‘fakat’sız, ‘lakin’siz; insansınız siz hatırlayınız… İnsanlar ölüyor… Genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek, üniformalı, üniformasız… Her biri yakınları için en değerli. Her birinin sevdikleri var, sevenleri… Hepsinin dünyası kararan yakınları… Her birinin ardından çekilen büyük bir ‘AH’. Küfür etmeden, beddua etmeden, ‘oh olsun’ demeden.  Hatırlayınız… Bir kalbiniz vardı… Gözyaşınız, aklınız, vicdanınız, insanlığınız… Hatırlayınız… Bugün burada kentimizin sembollerinden Troia Atı’na beyaz fular takarak, ‘Barışın Kenti Çanakkale’nin yaşamdan yana ve ölümlere karşı olduğunu gösteriyoruz. Beyaz renk, saflığın ve temizliğin simgesidir. Ölümler olduğu sürece tek rengiz. Sadece Beyaz’ız ve Beyaz giyip, Beyaz kuşanacağız. İnsanlığa ve vicdanlara sesleniyoruz; Silahlar Sussun, Ölümler Dursun!”