Sarıbaş, DSİ Bütçesini Ele Aldı
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Ali Sarıbaş Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına mecliste konuşma yaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Ali Sarıbaş Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bütçesini ele aldı. Sarıbaş mecliste yaptığı konuşmada çeşit projelere değinerek; “12 Aralık 2012 günü, Başbakanımızın, mühendislik harikası olarak tanıtıp açılışını yaptığı Deriner Barajı’na dikkatinizi çekerek konuşmama başlamak istiyorum . Başbakan “Deriner Barajı ile Türkiye olarak yeni bir rekorun sahibi oluyoruz” diyor. AKP, projeyi 2002’de devraldığında projenin maliyeti 1 milyar 723 milyon lira idi yani 957 milyon dolar. Bugün 2012 yılı sonunda 6 milyar 12 milyon lira olarak ilan ediliyor. 1 milyar dolara mal olacak projeyi AKP 3,5 milyar dolara mal ederek ilk rekoru kırmıştır. Maalesef Başbakan doğru söylüyor. Türkiye, yeni bir rekorun sahibi oluyor. Aradaki 2,5 milyar dolarlık fark ne oluyor? 2002 yılında 45 sente mal olacak elektrik, AKP’nin on yıl geciktirmesi sonucu 2012’ye geldiğimizde 165 sente mal ediliyor. Bu da vatandaşımızın cebinden fazla paranın çıkması demektir. İşte, AKP’nin, Başbakanın vatandaşlarımıza armağan ettiği ikinci rekor budur. “Bu rekorlar AKP’nin halkımıza yılbaşı hediyesidir.” Hayırlı uğurlu olsun. 2000-2011 döneminde enerji üretimimiz yüzde 15 artarken, aynı dönemde enerji tüketimimiz yüzde 34 arttığını görüyoruz. Yüzde 76 gibi büyük bir oranda dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminin ancak yüzde 24 gibi bir bölümünü kendi kaynaklarımızla üretebilmekteyiz. Ülkemizin bağımsızlığı yolunda önemli kilometre taşlarından biri olan GAP, 1936’da Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla başlayıp 1960’ların sonunda gündeme gelmiştir. GAP, 75.358 kilometrekare alanda 22 baraj ve 19 hidroelektrik santrali ile 27 milyar kilovatsaatlik enerji üretmesi ve 1,7 milyon hektar alanın da sulanması projesidir. Toplam 32 milyar dolara mal olacağı hesaplanan projenin ödeneği AKP döneminde düzenli olarak azaltılarak tamamlanması geciktirilmiştir. Şöyle ki: 2003 yılında yüzde 29 olan ödenek 2007 yılında yüzde 8’lerin altına gerilemiştir. GAP’a yeterli ödenek ayrılmadığı gibi İşsizlik Fonu’ndan da 2010-2012 dönemi de dâhil olmak üzere 12 milyar 124 milyon Türk lirası para aktarılmıştır. Bu para işsizlere ödenmesi gereken paradır ve GAP’ta kullanılmıştır.
2003-2008 döneminde GAP Eylem Planı’nda yer alan 1,8 milyon hektar nihai sulama hedeflenmiş ancak 73.843 hektarı gerçekleştirilebilmiştir. 2012 yılına kadar 1 milyon 60 bin hektarlık kısmının tamamlanması üzerine kurgulanmasına rağmen, 2008-2012 döneminde beş yıl içerisinde ilave toplam 850 bin hektar hedef biçen GAP Eylem Planı dördüncü yılını tamamlamadan ve 4,5 milyar lira ayrılan dönemde ancak 54 bin hektarla yüzde 6,7 hedefini gerçekleştirebilmiştir. Ayrıca, GAP projesi çerçevesinde yapımı planlanan 19 adet hidroelektrik santrali devreye sokulmamıştır” dedi.
“Konuşmakla olmuyor”
Sarıbaş Çevre ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na da konuşmasında atıfta bulunarak; “Sayın Bakan, Çanakkale’yi ziyarete geldiğinizde “Çanakkale’yi biz barajlar ve göletler şehri yapacağız.” dediniz ve benim de Cumhurbaşkanının da olduğu bir ortamdaydı bu konuşma. Konuşmak güzel. Gel gör ki bölgemizde 90’lı yıllarda inşaatına başlanan Taşoluk, Çokal ve Bavramdere barajları henüz bitirilememiştir. Diyeceksiniz ki: Bayramdere Barajını -az önce söylediğim gibi- açtınız. Hayır, sulama göletleri bitmeyen bir barajı açsanız neye yarar? Halkımızı kandırmayın Sayın Bakan. Bunun yanında, Devlet Su İşleri yatırımlarıyla sık sık övünmesine rağmen, Türkiye genelinde olduğu gibi Çanakkale’de bitirilmeyen yatırım miktarları çok fazladır. Bu anlamda Çan Karakoca, Altıkulaç, Biga Ayıtdere, Hacıpehlivanlı, Kaynarca, Ayıtdere Kemer Ovası, Yenice Hamdibey Asar, Lapseki Beybaşlı, Ezine Akçin gölet ve sulama inşaatları hala bitirilmemiştir. Sayın Bakan bu arada, diğer sulama göletleri de ayrıca devam etmektedir. Daha bunun yanında, planlamaları da devam eden bir sürü göletimiz vardır. “Çanakkale’yi barajlar, göletler ve sulama tesisleri şehri yapacağız.” Diye bol keseden atmak kolay. En ufacık bir yağmurda ekili araziler sular altında kalıyor; hayvanlarımız telef olurken, vatandaşlarımız canından ve malından oluyor. En bariz olarak Eylül ve Aralık 2012 tarihlerinde yağan yağmur nedeni ile Çanakkale ve İlçelerimizde hayat ferç olmuş, 2 de vatandaşımız sel sularına kapılarak vefat etmiştir. Dünyada kişi başına yıllık en az 8.000-10.000 metreküp su kullanılması gerekirken, ülkemizde kişi başına 1.430 metreküp su düştüğünü görüyoruz. Devlet Su İşlerinin verilerine göre 2030 yılından itibaren ise kişi başına 1.100 metreküp su düşeceği ifade edilirken, bu durum, su fakiri ülkeler arasında yer almaya devam edeceğimiz anlamına geliyor. İşte, 2030’u hedefleyen Devlet Su İşleri ve Orman Bakanlığımızın vizyonu budur. AKP’nin vizyonu bu mudur? Suyumuzu, özelleştirme adı altında yabancılara peşkeş çekiyorsunuz. Vatandaşlarımıza ise, yeni çıkardığınız bir yöntemle, ilanlar vererek “Ceza yazarız, kuyularınıza saat takın ve para verin.” diyorsunuz.Kazdağları çevresinde yaşayan 1,5 milyona yakın vatandaşımız yaşamaktadır. Buralarda bulunan su kaynaklarımız, çok uluslu şirketlerin, altın şirketlerinin ve onların taşeronlarının tehdit ve kuşatması altındadır. Söğütalan, Bardakçılar, Halilağa, Hacıbekirler, Muratlar, Karıncalı, Zeytinli, Kirazlı, Kuşçayır, Ayvacık Bahçedere gibi pek çok yerde yapılan sondajlar nedeniyle içme ve kullanma suyu kaynakları kaybolacaktır. Ruhsat verilen sahalar bu bölgenin yani Kaz Dağlarının sulama havzası üzerindedir. Buralarını verdiğiniz sürece bu bölgede içme suyu, kullanma suyu ve sadece insanların değil sanayinin de susuz kalacağını belirtmemize rağmen yine de bu ruhsatları verdiniz. 17-18 Eylül ve 2 Aralık 2012 tarihlerinde Çanakkale ve ilçelerimizde yağan etkili yağmur arazilerimizi, bağları, bahçeleri, seraları, iş yerlerini su altında bırakmıştır. Biga’da 2 vatandaşımız sel sularına kapılarak vefat etmiştir. Çayların ve derelerin taşması sonucu köprülerimiz çökmüştür. Sayın bakana bir kez daha soruyorum:: Çanakkale’nin yüzde 55’i orman. Orman Bölge Müdürlüğümüzü niye kapattınız? Yüzde 2 orman alanı dahi olmayan bölgelere niye orman bölge müdürlüğü açtınız? Bu partizanlık değil de nedir? “Orman İşletme Müdürlüğünün ya da bir başka deyişle Orman Bakanlığının asli görevi nedir?” diye merak ediyorum. Burada, Devlet Su İşlerinin Türkiye’nin her yerini sel basarken 2030 vizyonunu da gördüğünüz gibi bu bütçeye hazırlanmayan ve başarısız olan Devlet Su İşleri bütçesine Cumhuriyet Halk Partisi olarak “Hayır.” Oyu vereceğimizi belirtiyorum” dedi.
[Medya Hedef]
Yorumlar...
Henüz yorum yok...