MÜSİAD Sektör Kurulları Toplantısı Yapıldı
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Çanakkale Şubesi Sektör Kurulları Çanakkale Şube Yönetim kurulu ile birlikte tam kadro olarak İÇDAŞ’ın Bekirli köyündeki Termik Santralinde istişare toplantısında bir araya geldi. Toplantıya Çanakkale MÜSİAD şube başkanı Ali Osman Yıldız, sektör kurulları başkanı Murat Çakmaklar ve kurul üyeleri katıldı. Toplantıda önümüzdeki dönemde şube bünyesinde bulunan “Enerji sektör kurulu”, “Metal Maden” ve Lojistik sektörleriyle ilgili yürüyüş planları masaya yatırıldı.
MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız yaptığı konuşmada “Türkiye’nin sayılı katma değer üreten firması olarak toplantımıza da ev sahipliği yapan İÇDAŞ gibi bir devin üyemiz olması elimizi ilgili sektörlerde çok güçlendirmekte olduğunu düşünüyorum. Öyle ki örneğin Metal ve Maden ve Enerji sektöründe lokomotif etki yaratabilecek bu potansiyelleri MÜSİAD gibi bir çatı altında daha etkili kılabileceğimize inanıyorum.” şeklinde görüşlerini belirtti.
“Sanayi Politikamızda Dallarımızı Kesmeden, Köklerimizi Beslemeliyiz…”
“Metal ve Maden Sektör kurulu Başkanı Eyüp Tan, üyelere sektörüyle ilgili tespitlerini aktardı;
“Türkiye cevher zengini olmadığından, ülkemizde hurdaya bağlı demir çelik üretimi gelişmiştir. Dünyada çelik üretimi büyük oranda yüksek fırınlarda cevherden yapılmaktadır. Ülkemizde çelik üretimi ise büyük oranda ark ocaklarıyla hurdadan elde edilmektedir. Hurda ithalatımız ise ABD ve Avrupa gibi gelişmiş sanayi ülkelerinden ihraç kaydı, kalite şartı ve çevre vergi yükü gibi yüksek denetimli bir rejimde gerçekleşmektedir. Ayrıca çelik üretmek için Türkiye’deki kömürlerin kalorisi yeterli olmayıp, metal sektörüne yüksek karbonlu antrasit ve kömür cevheri ithal edilmektedir. Türkiye’de Zonguldak’tan çıkan koklaşabilir taş kömürü artık çok derinlerden ve Karadeniz altından üretilebilmekte olup üretim maliyetleri ithal kömürün iki katına ulaşmış bulunmaktadır. 1 ton çelik elde etmek için yaklaşık 2 ton ithal demir cevheri, 0.5 ton ithal kok ve antrasit kullanılmakta olup, 1 ton kok elde etmek içinse 1.3 ton kok kömürü tüketilmektedir. Son yıllarda gelişen sünger demir üretiminin ark ocaklarında indirgenerek kullanımı tesis yatırım bedeli göz ardı edilse bile doğal gaz fiyat seviyesi nedeniyle ekonomik olmamaktadır. Çelik üretiminin temel gereksinimleri olan; demir cevheri, hurda demir, doğal gaz ve kömürün ithal olması bütün demir çelik tesislerinin fleksibıl hareket etmesini engellemektedir.
Benzer şekilde cevherden çelik üretiminde kullanılan demir cevherinin %90’lık bölümü de ithal cevherdir. Yüksek fırınlarımızda yerli cevher kullanım oranı sadece %10 dur. İthal demir cevherinin en yüksek tenörü ortalama %60 olduğundan; ithal ettiğimiz cevherin her tonunda %40 cüruf çıkmaktadır. Yassı mamül üretimimiz yetersiz talep nedeniyle arzını kısıtlamış durumdadır. Çelik sektörünün devi durumunda bulunan Çin bile butik üretim gerektiren özel nitelikli yassı mamullerin üretimini yapmak yerine ithal etmeyi tercih etmektedir. Sanayi politikalarının bu realiteler ışığında üreticilerimizi destekleyecek şekilde geliştirilmesi elzemdir. Metal sektöründe daralan marjlarla azalan rekabet gücüne rağmen büyük bir özveriyle üretim gerçekleştiren müteşebbislerimiz, sektörel bütün gelişmeleri yakından takip etmektedir. Dünyada büyük rekabetin olduğu çelik sektöründe, rekabet gücümüze katkı sunacak bütün yatırımlara hazırız.
Çelik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması için Türkiye’deki cevherler yerinde zenginleştirilmeli ve çelik tesislerimizde %50 yerli %50 ithal cevher kullanım dengesine ulaşılmalıdır. Ülkemizdeki demir cevherlerinin güncel durumu değerlendirildiğinde ise doğrudan çelik üretiminde kullanılabilecek tenör ve rezervlerin çok kısıtlı, buna karşın düşük tenörlü ve farklı empürite sorunu olan rezervlerin yaygın olduğu görülmektedir. Bu tespitten yola çıkarak: madenlerin mutlaka bulundukları yerde değerlendirilmeleri ve ekonomiye kazandırılacak niteliğe kavuşturulmaları, düşük tenörlü cevherlerin, mineral ve empürite kompozisyonlarına göre uygun tekniklerle yerinde zenginleştirilmesinin teşvik edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Ülkemiz dış ticaret açığının kapatılması ve ihracat hedeflerine ulaşması için yerli kaynaklarımızın hızlı, verimli ve sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bunu sağlamak amacıyla sektörel uygulamalarda, sektör dinamikleriyle işbirliğine önem verilmelidir. Yeraltı zenginliklerimizin araştırılması ve işletilmesinde hacimsel ivme kazanmak için; madencilik sektörünün 2012/15 sayılı genelgeden muaf tutularak, MİGEM tarafından verilen işletme izinlerinin madenlerde işyeri açma ve çalışma ruhsatı yerine geçmesini istiyoruz.
Sanayi politikamızda dallarımızı kesmeden köklerimizi beslemeyi hedeflemeliyiz.
Dış ticaret açığının kapatılması hepimizin milli vazifesidir.
Çanakkale MUSİAD Metal ve Maden sektör kurulumuzda üzerimize düşen görevlerin bilincinde olarak ülkemizin 2023 hedeflerine en büyük katkıyı sunmayı amaçlıyoruz.
Yorumlar...
Henüz yorum yok...