Kültürel Sentez ve Melezleşme
Bir kültür sorunu üzerine oturup düşünmemiz lazım.
Son dönemlerin çoğulculuk, çok kültürlülük kavramları üst bağlamda evrensel bir değer haline dönüştü. Hiç kimse bir diğerinin farklı kültürünü yok etmeyi uluslararası platformlarda savunamıyor. Özellikle “soykırım” kelimesi ve kavramı korkutucu bir vahşeti çağrıştırıyor. Ulus devletin varlık gerekçeleri olarak savunulan tek tipleştirme, asimilasyon ve soykırım düşünceleri artık tarihin çöplüğünde yerini aldı. Hala direnenler olsa da birkaç zaman sonra bu durum tıpkı “barış” kavramı gibi tüm platformlarda genel kabul olarak yerini alacaktır.
Peki sorun ne dersek?, sorun kültürlerin kendi içinde klanlaşması, gettolaşması, cemaatleşmesi olarak beliriyor. Bir kültürün kendisini tek ve vazgeçilmez olarak görmesi temel sorunu oluşturuyor. Bu kültür bir toplum içinde çoğunlukta olsa, azınlıkta olsa aynı sonucu doğuruyor. Yani, bir kentte dışarıdan gelenlerin kurduğu dernekler (Karadenizliler, Erzurumlular, Sivaslılar, Çanlılar, Bigalılar ve diğerleri), dinsel ve etnik kimliğe / kültüre bağlı örgütler (Aleviler, Sünniler, Kürtler, Çerkezler ve diğerleri), cins ve yaşa bağlı gruplanmalar (Kadın, Gençlik, Emekli, Engelli, ve diğerleri) ekonomik ? çıkarsal ve mesleki yapılanmalar (meslek odaları, iş adamaları dernekler, sendikalar ve diğerleri) ve siyasi ideolojik örgütlenmeler (partiler, gençlik-kadın kolları ve diğerleri)? çoğaltılabilir bir çok yapı kendisini gittikçe içine kapatıyor.
Bu tür örgütlenmeler insanlığın sosyal, kültürel ve çıkarsal işlevlerini yerine getirmek için gerekli olan ve çağdaş yaşamın kaçınılmaz yapılanmaları ve örgütleridir. Ancak, bu örgütler diğerini yok etmek, yok saymak, kötülemek ve kendisini daha önemli kılmak, bir ve tek görmek gibi bir anlayışa sahip ise, sorun çatışmaya doğru gidiyor demektir.
Halbuki binlerce yıllık insanlık mirası bize kültürlerin sentezinin ve melezleşmesinin örneklerini gösteriyor. Hiçbir insani kültür olduğu gibi kalmıyor, dönüşüyor, diğerinden öğrendikleriyle gelişiyor ve değişiyor. Her değişim yeni bir kültür sentezi veya melez bir kültür ortaya çıkartıyor. Bugünkü dünyanın temennisi; bu tür dönüşümlerin insan yararına, daha iyi ve güzel bir dünya oluşumuna doğru gitmesidir. Bu gerçeklik, bizim topluluğumuzun diğeri ile iletişime geçmesini, bilgi kanallarının açık olmasını, birlikte olma ve bir arada üretme, yaşama anlayışının geliştirilmesini zorlamaktadır.
Kürt ve Türk meselesi, Alevi ve Sünni meseleleri, Tarikatlar ideolojiler ve siyasi ayrışmalar meselesi, kentlerdeki etnik ve memleket kökenine bağlı cemaatleşme meseleleri günlük yaşamımızda gittikçe daha fazla tartışılır oldu. Dolayısıyla kültüre dair sorunları direk ilgilendiren sentez ve melezleşme durumları daha fazla tartışma gerektiriyor.
Mimar İsmail Erten Son Yazıları...
- 25/12/2019 Cumhuriyetin İktidarı ve Yıkımlar
- 17/12/2019 Geleneksel Çarşıda Değişim…
- 10/12/2019 Otopark, Trafik ve Politika, Planlama…
- 22/11/2019 Görmeyen Tuttuğunu Öpüyor… Schliemann Hırsız Mı?
- 13/11/2019 Kamusal Yaşam Alanlarında Eşitlikçi, Kişisel Yaşam Alanlarında Özgürlükçü…
- 01/11/2019 Kentin Kuzeyi…
- 23/10/2019 Behramkale – Assos Koruma Planı…
- 08/10/2019 “Mimarlık… herkes için konut” “Architecture… housing for all”
- 13/09/2019 Siyasi Rol Çalma…
- 09/09/2019 İnşaatın Kendisi Zaten Kriz…
Yorumlar...
Henüz yorum yok...