Kentin Kuzeyi…

Kimi zaman, tesadüfler çok öğretici oluyor. Bir ara Çanakkale’nin paşa konaklarını inceliyordum ki, son 150 yıllık konak kültürünün yoğunlaştığı alanlar, özellikle 1850-1915 yılları arası Kordon’un kuzeyinde yoğunlaşmış. Necip paşa konağı (şimdiki sanat galerisi) kordonun ortalarında yer alıyor fakat, şimdiki 18 mart ilkokulu (hasan paşa konağı) ile şimdiki Koruma kurulunun binası (eski çıraklık eğitim merkezi) bu kuzey konaklarının hala yaşayan en önemli örnekleridir.

Neden böyle olmuş? 1462’den sonraki 400 yıl kentin çekirdeği olan Çimenlik kalesinde yerleşen ve yaşayan askeri erkan, idari bölümler neden kuzeye çekilmişlerdir. Üstelik bu kuzeye gidişin sadece konak ve konaklamadan öteye askeri birlikler kışlalar ve onların donanımı olan han-hamam gibi mekanlar ve hastane, idari mekanlar, vb. gibi toplumsal hizmet veren kamu kurumlarının da kuzeye gittikleri gözlenmektedir.

Kentin Kuzeyi...

Tanzimat’la birlikte, yabancılara, özellikle Avrupalılara verilen özel imtiyazlar, kapitülasyonlar birçok liman kentinde olduğu gibi Çanakkale’de de birçok Levanten’in 1850 sonrası kente yerleşmesine olanak vermiştir. Bir şayiaya göre 30 civarında batı ülkesinin Çanakkale’de ticari ateşe açarak birçok batılı ailenin kentte ikamet ettiği dile getirilir. İşte bu ailelerin büyük ölçekli ve dönemin modern Avrupa’sının mimari tarzlarını taşıyan yalıları; şimdiki iskeleden başlayıp kordon boyunca kuzeye doğru oluşmuştur.

Yani hem Osmanlı yönetimini idari ve askeri mekanlarıyla, paşa konakları kuzeye yönelmiş, hem de Levantenler aynı süreçte kentin kuzeyine yerleşmiştir. Peki Neden? (şimdilik benim cevabım yok.)

400 yıl boyunca sadece Çimenlik kalesi merkezinden doğuya doğru, şimdiki Cuma pazarı bölgesine kadar yerleşen Müslümanlar, Rumlar, Ermendiler, Museviler… yaşamlarını bu iç bölgede sürdürürken, yani denizden ve kıyıdan kaçarken, son 150 yılda denizin kıyısına olan yayılmanın sebebi nedir?

Kentin Kuzeyi...

1915 Çanakkale savaşlarıyla birlikte, askeri erkan bu bölgede varlık göstermiş olsa da, Levantenlerin kentten gidişleri, mübadeleyle gidenlerin yerine gelenlerin yine kentin içlerine yerleşmesi, kentin kuzeyini durgunlaştırmıştır. Bu bölge daha çok meraklıların bağ bahçe yapıp, ekip biçtikleri alanlar olarak 1960’ların ortasına geldi. Kente göç, apartmanlaşmayı, apartmanlaşma da önce kordon boyunda başladı. Akabinde 1970’li yıllardan itibaren Hastane bayırı mevkisi kıymetli bir ekabir mahallesine dönüştü. Bu kentin kuzeyinin 2. İstila dönemidir. Bunun da nedenleri üzerine düşünmek gerekiyor. Tam da o dönem insanlar henüz denize karşı sefalanmanın farkında değilken, neden kuzeye doğru bir apartmanlaşma hali oluştu, güney ve kuzey neden pasifize kaldı?

Peki son 15 yıl kuzey yine parlaklığını yitirirken, Barbaros Mahallesi ile Kepez neden yıldızı parlayan meskun alanlara dönüştü. Birkaç AVM mi yaptı tüm bu yönlendirmeyi, Esenler neden makbul tutulmadı?

Bu kentler bir alem, velhasıl. Organizma gibi nereye gideceği, ne yapacağı çok belli olmuyor.

Kentin Kuzeyi...

Filtreler:

Mimar İsmail Erten Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir