Kaz Dağları 3. Ulusal Sempozyumu Gerçekleşti
Kaz Dağları’nın sahip olduğu değerlerin tartışıldığı “Kaz Dağları 3. Ulusal Sempozyumu”, Balıkesir Üniversitesi’nin öncülüğünde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile gerçekleştirildi.
Sempozyumda, Kaz Dağlarının sahip olduğu jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik, klimatik, flora ve fauna ile kültürel zenginliğini daha geniş kitlelere nasıl duyurulacağı, alan üzerinde araştırma yapanlar arasında işbirliği geliştirileceği ve bilimsel bulguların uygulanabilirliği tartışıldı.
ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazdağı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Gönüz’ün organize komitesinde yer aldığı sempozyuma, 18 farklı üniversiteden yaklaşık 200 bilim adamı katıldı. Sempozyuma ayrıca, yurt dışından da 3 bilim adamı katkı verdi. Konuşmacılar arasında ise Türkiye’de, hem de dünyada Ekoloji ve Çevre alanında uzmanlığı kabul edilmiş, bu konuda birçok eserleri bulunan Kanada Manitoba Üniversitesi, Doğal Kaynaklar Enstitüsü, Seçkin Profesörü Dr. Fikret Berkes, diğeri ise Türkiye’de botanik babası olarak bilinen İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Tuna Ekim yer aldı. Sempozyumda Kaz Dağları ile ilgili olarak; 71 sözlü, 27 poster bildiri olmak üzere toplam 98 bilimsel çalışma sunuldu.
Kazdağları için de önemli olan konularda dünyadaki gelişmeleri ve bunların Kazdağları ve Edremit Körfezine olası etkileri üzerinde duran, Kanada’nın Manitoba Eyaleti, Doğal Kaynaklar Enstitüsünde uzun yıllar enstitü müdürlüğü yapan ve şimdi de aynı enstitüde seçkin profesör olarak çalışan Fikret Berkes Hem Doğa Koruma Hem de İnsan’ adını taşıyan konuşmasında korunan alanların yönetiminde geleneksel ekolojik bilgi birikiminin önemi üzerinde durarak, yerel halka rağmen doğa korumanın dünyanın değişik alanlarında denendiğini ama hepsinde başarısız olunduğunu; bu nedenle korunan alan yönetiminde yerel halkın istek ve ihtiyaçlarına mutlaka önem vermenin ve yöre halkı ile güçlü bir diyalog geliştirmenin zorunlu olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Tuna Ekim ise ‘Anadolu’nun Fitocoğrafyası ve Kazdağları’ adını taşıyan konuşmasında Anadolu’da biyolojik çeşitliliğin yüksek olmasının nedenlerini ve bunun Kazdağlarına yansımasına dikkat eçkti. Kazdağı’nın biyolojik çeşitliliğini belirlemeye yönelik çalışmaların 1883 yılında başladığını ve Kazdağlarının çok sayıda endemik türe ev sahipliği yaptığını belirten Ekim, Kazdağlarının barındırdığı endemik türlerin oldukça dar yayılışlara sahip çok özel bitkiler olduğunu ve endemizm açısından Türkiye’de bu özelliklere sahip nadir dağlar arasında sayılabileceğini dile getirdi.
[Kaynak: canakkaleninrehberi.com]
Yorumlar...
Henüz yorum yok...