Kadınlar Tecavüze, Gericiliğe Karşı Alanlara Çıktı!

28 Ocak 2016

Çanakkale Kadın Platformu üyeleri, geçtiğimiz günlerde Bağdat Caddesi’nde yaşanan tecavüz olayı ve ardından yaşanan gelişmeler adına alanlara çıktı. Devletin, yine kadınlar konusunda birçok sözünü yerine getirmediğini dile getiren kadınlar, tecavüz olayı ardından ana akım ve sosyal medyada yaşanan ayrıştırıcı dillerin “ataerkil” bir düzenden kaynaklandığını ifade ettiler.

Çanakkale Kadın Platformu, 19 yaşında bir kadının Bağdat Caddesi’nde yaşadığı tecavüz olayına tepki gösterdi. Bugün Mümtaz Pirinçciler Meydanı’da toplanan kadınlar ayrıca Çanakkale’nin Çan ilçesinde 14 yaşındaki bir kızın, bir erkek tarafından zorla pazarlandığını ve bununla ilgili gelişmeleri yakından takip ettiklerini söylediler.
İçinde bulunulan düzenin erkek egemen bir düşünce sistemiyle şekillendiğini vurgulayan kadınlar, başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmak üzere devletin bu konuda başlıca görevlerini yerine getirme ve unutmama çağrısında bulundular.
Öte yandan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerinin paylaşıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
1
Onları Tanıyoruz, Marjinalize Etmeyin!

“On dokuz yaşında, üniversite öğrencisi bir kadın,Türkiye’nin en işlek caddelerinden birinde tecavüze uğradı. Türkiye’nin en işlek caddelerinden birinde…on dokuz yaşında bir kadın…tecavüze uğradı.Kadınlar olarak, yaşanan tecavüz vak’alarının faillerinin ruhsal hasta, sapık, dürtülerini kontrol edemeyen toplum-dışı şahıslar olarak marjinalize edilmesini kabul etmiyoruz.Çünkü biliyoruz ki, bu erkekler aramızda,içimizde,toplumsal hayatımızın her alanında yer alıyorlar. Evleniyorlar. Çocukları var. Her gün işe gidip geliyorlar.Kadınlar olarak,bu erkeklerin toplum-dışı şahıslar olarak marjinalize edilmesini kabul etmiyoruz. Çünkü olayın hemen arkasından yazılı, görsel ve sosyal medyada olayın değerlendiriliş biçimini ve dilini, bu şiddete maruz kalan kadını odağına alan ve kadın üzerinden yorumlar yapmaya çalışan insancıkları biliyoruz, tanıyoruz…”

Davalı Olduğumuz Düzen Erkeklerin Düzenidir
2

“Aralık ayında gündeme düşen,şehrimizden bir haber var: Çanakkale’nin Çan ilçesinde, 14 yaşındaki bir kız çocuğunun bir erkek aracılığıyla birçok erkeğe pazarlandığını biliyoruz artık. Bu konuyla ilgili 7 kişi tutuklandı. Ancak bu kız çocuğuyla daha birçok erkeğin ilişkiye girmiş olabileceği tahmin ediliyor. Bu kimlikler bizlerden gizleniyor da olabilir. Bu erkekler evet bir düşünce biçminden,bir zihniyetten muzdarip.O düşünce biçimiyle hareket ediyor,o düşünce biçimiyle tecavüze cesaret edebiliyor,o düşünce biçimiyle cezasız kalacağına inanıyorlar. O düşünce biçimiyle tecavüze uğrayan kadını suçlayan yorumlarda bulunup dalga geçebiliyorlar.O düşünce biçimidir ki binyılların yükünü kadınların sırtına ve yaşamlarına yüklüyorlar. İçinde yaşadığımız ve davalı olduğumuz düzen, erkeklerin ve erkeklerin düzenidir. Kadını erkekten aşağı gören,kadını erkeğe bağlı ve bağımlı gören ,kadını eve ve aileye kapatmayı onu belli alanlarda sınırlamayı,onu kontrol etmeyi doğal gören binyılların düzeni,erkeklerin düzeni, ataerkil düzen… Eğer ataerkil bir toplumda değil de,herhangi bir erkeğin saat kaç olursa olsun,nasıl giyinmiş olursa olsun,ne için olursa olsun, bir kadının sokakta bulunma halini doğal bulduğu,onu yargılamadığı;onu herhangi sözel ve fiziksel cinsel taciz ve şiddeti hakediyor olarak görmediği,böyle iğrenç bir davranışta bulunursa toplumca yapayalnız bırakılacağını ve hukuksal olarak ağır cezalar alacağını bildiği bir toplumda yaşıyor olsaydık,on dokuz yaşındaki kadın kardeşimiz büyük olasılıkla tecavüze uğramayacaktı. Eğer bir kadını erkekle eşit gören, kadını erkekten ve aileden bağımsız konumlandırabilen,kadının sözünü ve kararlarını değerli ve müdahale edilemez bulan bir toplumda yaşıyor olsaydık,karısı, çocukları olan bu erkekler biz kadınlara böyle kolay saldırmayacaklardı.Bu çirkin olay gazetelerde magazin sayfalarında verilmeyecekti,sosyal medyada kadının o caddede bulunma saatiyle ilgili dalga geçmeye hiçbir erkek cesaret edemeyecekti.”

Bakanlığın Yapamadığını Platform Yaptı!

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre; 2015 yılında 303 kadın kardeşimiz erkekler tarafından öldürülmüştür.Yetkill mercilerin açıklamadığı kadın cinayeti verileri,çözüm üretmek üzere kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından çıkarılmaktadır. Kadın cinayeti verilerinin, platformun yıllardır takip ettiği şekilde adının Kadın Bakanlığı olması gereken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonluğunda devlet tarafından takip edilmesi gerekmektedir. Ancak devletin böyle bir girişimi yoktur.Kadın hareketinin bu talebinin nedeni ortadadır.Nedenleri ve nasıl gerçekleştiği araştırılmadan veya bilinmeden bir sorunun önüne geçmek mümkün değildir.Yetkililerin 2015te dile getirdiği ‘Kadına şiddete sıfır tolerans’ çözüme giden somut adımların atılmasını gerektirmektedir.Bu somut adımlara kadın hareketinin çalışma ve deneyimleriyle ortaya koyduğu her talep somut sebepleriyle dahildir.Kadın cinayetleri verileri de devlet tarafından aile içi,ev içi gibi evli olmayan kadını görmezden gelen terimlere sığınmadan,gerçekleri kırprnadan,kadın cinayetterine sıfır toleransın gerçek bir politika olduğunu gösterecek şekilde, kadınların ve toplumun bilgi edinme hakkını ihlal etmeden açıklanmalıdır.
Öldürülen her bir kadın kardeşimiz hakları yolunda mücadele ederken, şiddete karşı koyarken öldürülüyor. Ve yıl yıl ay ay tırmanan kadın cinayeti sayısı, kadınların hak mücadelesi devam ederken devletin kadınlara karşı görevlerini yerine getirmediğini gösteriyor. Devlet tarafından ‘kadına şiddete sıfır tolerans’ söylemine korumadan aileyi korumayı hedefleyen politikalar ilerletilmeye devam etmektedir. 2015 kadın cinayetleri raporunun ortaya koyduğu tabloda ise öldürülen kadınların çoğu hem evli hem çocukludur.”


Devlet Kadınları Neden Koruyamadığını Açıklasın

4

“Kadın hareketi kadın cinayetlerinde caydırıcılığı azaltıp cezasızlığı ortaya çıkaran haksız tahrik, iyi hal,saygın tutum aşırı sevgi indirimlerinin uygulanmaması için gerekli düzenlemeleri ve koruma kanununun düzgün uygulanmasını talep ederken Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 2015’in ilk günlerinde kadının kariyerinin annelik olduğunu ve başka bir kariyerle ilgilenmemeleri gerektiğini açıkladı. Şu an hükümetin ve meclisin 2015 yılında bir kısmı çocuğuyla beraber olmak üzere öldürülen 151 çocuklu kadını neden korumadığına dair açıklama yapmasını bekliyoruz. Kadınların yaşam hakkını dile getirmeyen ve kadınların korunmasına dair somut adım atmayan devlet “annelik kariyeri” söylemiyle girdiği 2015’i, boşanmaların önüne geçmeyi hedefleyen “Boşanma Meclis Komisyonu”nu kurarak bitirdi. Kadınlar toplumsal alanda bütün haklarını almışlar ve kullanabiliyorlar da aile birliğini kurtarmak kalmış gibi hareket eden , evliliğini sonlandırmak isteyen kadınları bir sorun gibi ele alıp aile içerisinde öldürülen kadınları dile getirmeyen meclis, 2015’te evliyken öldürülen 129, kocası tarafından öldürülen 90 ve evliliğini sonlandırmak için öldürülen 50 kadın kardeşimizin hesabını vermek zorundadır. Birlikteliğe, anneliğe,boşanmaya dair karar kadınların yaşama hakkını koruma görevi devletindir.
Kadınlar olarak, bizi ve dünyamızı küçültmeye çalışan ataerkil düzenin ve onun temsilcisi olan her yapının ,kurumun ve uygulamanın karşısında kendimizden emin ve kadınlık onurumuzla dik durmamız gerektiğini, biz sesimizi yükselmedikçe ve dayanışmadıkça bu düzenin değişmeyeceğini , tek tek her birimizin ve çocuklarımızın canının daha çok yanacağını biliyor ve ilan ediyoruz. Kadınız,biraradayız, susmuyoruz,geri çekilmiyoruz,sokaklardayız, peşindeyiz…”

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir