“Ece Ayhan ve İsyan” Temalı Forum Çanakkale Halk Bahçesi’nde Gerçekleşti

23 Temmuz 2013

Çanakkale Halk Bahçesi’nde 20 Temmuz 2013 Cumartesi günü saat 18:30’da Ece Ayhan Sivil Girişimi’nin (EASG) çağrısıyla düzenlenen “Ece Ayhan ve İsyan” temalı forum geniş bir katılımla gerçekleşti.

Forum öncesinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Umut Germeç’in Gezi Parkı direnişinden esinlenerek yaptığı “Kömür ve Karanfil” isimli enstalasyonu forum katılımcıları tarafından ilgiyle izlendi.

“Ece Ayhan Yaşıyor”
Ece Ayhan Sivil Girişimi adına sunuş konuşmasını yapan Semra Canbulat, Ece Ayhan Sivil Girişimi’nin 2008 yılından bu yana Çanakkale’de Ece Ayhan’ın şiirleri ve düşünsel mirası etrafında yan yana gelen bir grup okurun oluşturduğu sivil bir oluşum olduğunu belirterek Türkiye’nin bu aykırı, muhalif, mülksüz, sivil şairini gide gele aşınmış yollarla değil; şiir, edebiyat, tarih, resim, müzik, felsefe, etik gibi alanlarda “iktidar ve otorite karşıtlığı ruhu” ve gönüllülük ilkesinde gerçekleştirdikleri etkinliklerle yeniden okuyup, tartıştıklarını ifade etti.

“Aşk Örgütlenmektir”
Forum katılımcılarından Aşkın Yücel Seçkin, Ece Ayhan’ın metinlerinde, şiirlerinde, dipyazılarında “isyan” ve “isyan”la ilgili neler bulduğuna değinerek, bu bulguları Gezi İsyanı bağlamında deneyimlerinden yola çıkarak değerlendirdi. Gezi Parkı’nda Ece Ayhan’ın dizelerine denk geldiğini ifade ederek  Ece Ayhan’ın  “Aşk örgütlenmektir” dizesinin LGBT blok üyelerince sık sık dile getirildiğini, “lezbiyen, gey, biseksüel, trans” bireylerin üzerinden tüm ezilenleri savunan bu örgütün dağıttığı bez çantalarda gökkuşağı üzerinde “Aşk örgütlenmektir” dizesinin yazılı olduğunu söyledi. Gezi’de sıklıkla tekrarlanan Ece Ayhan’ın dizelerinden birinin de “Maveraünnehir nereye dökülür?” “Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!” olduğunu belirterek “Tarihçiler yıllar sonra Gezi isyanı’nı nasıl yazarlar bilemem lakin; kişisel tarihim için gezi “Yort Savul” diyerek ‘Tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocukların gezide başlattığı ‘Solgun bir halk çocukları ayaklanması’dır. ” dedi. Aşkın Yücel Seçkin Ece Ayhan’ın sivillik, iktidar, direniş, etik gibi kavramları hangi bağlamlarda kullandığına da değinerek bunun gezi direnişindeki muhalefet etme biçimlerinde, eylemlerde, sloganlarda nasıl karşılık bulduğunu da anlattı.

Müştereklerimizi savunmak, sokağa çıkmak, müdahil olmak, hal ve gidişi değiştirmek…
Foruma katılan araştırmacı yazar Foti Benlisoy, Gezi isyanının Gezi Parkı’nın bir AVM ve rezidans haline getirilmesi, dolayısıyla bir ortak alanın ticarileştirilmesi, kar konusu edilmesi, bir müşterek alanın metalaştırılması girişimine karşı sonuna kadar ideolojik bir direniş olduğunu belirterek kimi zaman kamusal bir hizmet dahi olabilen müştereklerin müdafaa edilmesi, savunulması bağlamında bu direnişinin son yıllarda Brezilya’da Bulgaristan’da, Bosna Hersek’te, Yunanistan’da, Beyrut’ta, Portekiz’de tanık olduğumuz  uluslararası dalganın bir parçası olduğunu söyledi.

Gezi direnişinin kentsel dönüşüme, el koyma yoluyla birikime, müştereklerin metalaştırılmasına, ortak alanların özelleşmesine, yani neoliberal kapitalizmin temel dinamiklerine itiraz ve direnişin kitlesel bir kalkışmayı tetikleyişinin hikayesi olduğunu ifade ederek iktidarın uzun zamandır bahsettiği Türkiye modelinin emeğin itaat altına alındığı, sınırları çok belirgin bir parlamenter demokrasi sistemi ve muhafazakar bir kültürel ortam olduğunu, Gezi direnişininse bir başka Türkiye modeli açığa çıkardığını söyledi.

Benlisoy konuşmasında, İstanbul içinden ya da dışından bu mücadeleye katılanların kendi kolektif eylemlerine, özgüçlerine, örgütlenme kapasitelerine dair çok ciddi bir özgüven geliştirdiklerini, Türkiye’de son yıllarda bir şeyleri değiştirebileceğimize, bir şeyleri kazanabileceğimize olan güvenimizin ciddi bir biçimde örselendiğini, Gezi direnişinin bu güveni toparlayan, tamir eden bir işlev üstlenerek; yarın ki başka demokratik sosyal talepler eksenindeki mücadeleler açısından muazzam bir birikim yarattığını ifade etti.

Ece Ayhan’dan Gezi’ye…
Forum konuşmacılarından yazar, çevirmen, dil danışmanı Necmiye Alpay, Gezi direnişiyle Ece Ayhan’ı konuşmanın temelde birleşen pek çok ortak noktası olduğunu ifade ederek; Ece Ayhan’ın Türkçe edebiyatta bir kopuş, bir sıçrama yarattığı gibi Gezi direnişinin de son dönemde Türkiye’nin siyasal ikliminde bir kopuşa, sıçramaya denk geldiğini belirtti.

Paris komünü, 68 olayları gibi tarihin önemli dönemeçlerinde o güne kadar gelen bütün toplumsal tecrübeleri, değerleri, ideolojileri, düşünceleri aşarak gelenekten bir kopuşun söz konusu olduğunu söyleyen Alpay, Gezi direnişinin de bastırılmış sözün açığa çıkması, Ece Ayhan’ın etik olarak sağlam durmak dediği şeyin karşılığını bulması, Gezi Parkı’nda yaratılan kolektif yaşamın nasıl bir toplum istediğimizin fiili olarak yaşanma deneyimi olması, toplumun muhalif kesimlerini derinden etkileyerek demokratik tepkinin sadece sandıkta değil, parklarda, sokaklarda, meydanlarda da verilebileceğine işaret etmesi, kendisinden önceki ve sonraki kuşağı da etkileyecek gençlerin başını çektiği bir toplumsal olay olması açısından kopuş yaratan bir süreç olduğunu ifa etti.

“Türkçe edebiyatta gezinin karşılığı nedir diye düşünseniz Ece Ayhan şiirinin belirgin bir şekilde öne çıktığını görürsünüz” diyen Necmiye Alpay, Gezi direnişinin de Ece Ayhan’ın Türkçe edebiyatı değiştirmesi gibi insanların zihnini değiştirdiğini ve gelecekte bize dayatılacak olan şeylere karşı bir yerlerde buluşabileceğimizi gösterdiğini söyledi.

“Hayatın kağıdı aştığı, sokaklara taştığı yerde şiir artık yazılan bir şey değil yaşanan bir şeydir.”
Forumdaki konuşmasına Ece Ayhan’ın “Açık Atlas” şiirini okuyarak başlayan şair Sabahattin Umutlu, Ece Ayhan şiirinin dil düzleminde dilin raydan çıktığı yer olduğunu, Gezi direnişinin de bedenlerin esridiği, bedenlerin raydan çıktığı bir yer olması itibariyle Ece Ayhan şiiriyle ortaklaştığını ve Ece Ayhan şiirinde gördüğümüz öznelerin Gezi direnişinin öznelerine denk düştüğünü söyledi. Ece Ayhan’dan söz edilince tüm edebiyat ve şiir tarihinin tersine dönen bir şemsiye  gibi öznel tarihlerin de yeniden yazılmaya başlandığı, ırmakların tersine aktığını ifade etti. Gezi direnişinin politikanın imlasının bozulduğu bir yer olduğunu söyleyen Umutlu, insanların yaşamlarını, bedenlerini, düşüncelerini, duygularını kuşatmaya kalkarsanız Deleuze’ün dediği gibi “iktidar hayatı hedef aldığında hayat iktidara direniş olur” dedi. Ece Ayhan’ın bir isyan etikçisi olduğunun altını çizen Umutlu, Ece Ayhan’ın toprağa girinceye kadar iktidara ve iktidarlara karşı olduğunu, Ece Ayhan şiirinin öznelerinin sokaktakilerden, dışlanmışlardan, temsil edilmeyenlerden oluştuğunu, Ece Ayhan’ın dışarıda bırakılanların, yok sayılanların, üstü çizilenlerin, kendilerini ifade olanağı sağlanmayanların şiirini yazdığını belirtti. Gezi direnişini de iktidarın yok saydıklarının başlattığını, Gezi direnişinden önce toplumsal tepkilere ya da insanların tekil eylemleri için öğrenilmiş çaresizlik dendiğini Gezi direnişinden sonra ise öğrenilmiş çaresizlik yerine deneyimlenmiş direnme davranışını koymamız gerektiğinin altına çizen Sabahattin Umutlu, Gezi’nin dayanışma içinde olarak bir kurtuluşun mümkün olduğu, bedenlerin kendi tekillikleriyle, kendi öznellikleriyle buluştuğu bir yer olduğunu söyledi.

Ece Ayhan ile ilgili söylenecek her sözün ucu açık bir cümle olduğunu belirten Umutlu, Ece Ayhan şiirinin direnişin, isyanın, kolektif bilinçaltının ayaklanmasının dile gelişi, dilin bağbozumu olduğunu belirterek Gezi direnişinde olduğu gibi “hayatın kağıdı aştığı, sokaklara taştığı yerde şiir artık yazılan bir şey değil yaşanan bir şeydir.” dedi.

Forum’da Çanakkale Bağımsız Direnişi gönüllüsü Rıza Öktem’in mektubu da okundu. Öktem mektubunda forum katılımcılarına selam göndererek Ece Ayhan’la ilgili düşüncelerini paylaştı.

Bir Zihniyet Devrimi
Gazeteci yazar Ragıp Duran, Gezi direnişinin bir zihniyet devrimi yarattığını, dar ve eski siyasi kalıpları kırdığını, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek farklı bir iletişim ve dayanışma ortamı yarattığını, ortaokul, lise çağlarındaki çocukları/gençleri politize ettiğini, Türkiye’nin LGBT hareketi, Kürt meselesi gibi siyasal ve toplumsal meselelerine bakışı değiştirdiğini belirterek; Çanakkaleli ve Ece Ayhan’ın kentinde olduğumuz için, 2013’te Gezi’yi yaşadığımız için çok şanslı olduğumuzu söyledi.

Bu daha başlangıç, mücadeleye devam…
İlerleyen saatlerde foruma katılanlar söz alarak hem Ece Ayhan ve şiiri üzerine hem Gezi direnişiyle ilgili  hem de Gezi direnişinin Çanakkale’deki yansımalarına ilişkin görüş ve düşüncelerini, kişisel deneyimlerini paylaştı.

Foruma katılanlar Çanakkale’de de Gezi direnişinin etkisiyle başlangıçta güçlü bir tepkinin, direncin olduğunu ancak zaman geçtikçe hem Çanakkale’nin öznel koşullarından hem de tatilin etkisiyle forumların yeterince kalabalık ve verimli geçemediğini, forumlara katılım için çaba gösterilmesi gerektiğini belirttiler.

Gezi direnişinde kadınların ön saflarda yer aldığı, bu direniş sayesinde Çanakkale’de bu zamana kadar konuşulmayan pek çok konunun tartışılır hale geldiği, öncesinde birbirlerini çok kolay ötekileştiren farklı politik kesimlerin, farklılıklarına saygı duyarak yan yana gelebildiği, bir tartışma ve paylaşım kültürü geliştiği, böylelikle eski kalıplardan bir kopuş ve sıçrama yaşandığı ifade edildi.

Söz alan bir katılımcı Ece Ayhan’ı bugüne kadar farklı kesimlerden duyduğunu ancak bu forumun kendisi için çok güzel, ilginç ve önemli bir deneyim yaşattığını, bundan sonra Ece Ayhan’a ilgisinin daha da artacağını ifade etti. Söz isteyen başka bir katılımcı Çanakkale’de devam eden diğer forumların bugün olduğu gibi bir parkta, halk bahçesinde yapılmasının daha uygun olacağını ifade ederken, bir başka katılımcı ise Ece Ayhan Sivil Girişimi’nin böylesi bir foruma ön ayak olmasından ötürü teşekkürlerini dile getirdi.

Ön yargıların kırılmaya, insanların birbirini daha çok duymaya başladığı böyle bir dönemde kent hakkı, adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi taleplerinde karamsar olmamak gerektiğini belirten katılımcılar, Çanakkale’de başta Kazdağları’nı savunmak olmak üzere, kentin farklı sorunları üzerinde katılımcı bir anlayışla tartışmanın ve paylaşmanın önemine değindiler.

Uzun süren konuşmaların ardından Ece Ayhan Sivil Girişimi üyeleri, başta katılımcılar olmak üzere “Ece Ayhan ve İsyan” temalı forumda emeği geçen herkese ve katkılarından dolayı Çanakkale Belediyesi’ne teşekkür etti. Girişim, Ece Ayhan’ın şiirlerinden ve düşünsel mirasından ilham alarak çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir