ÇOMÜ’de Düzenlenen “Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu”nun sonuç Bildirgesi Yayınlandı

06 Kasım 2008

Çanakkale’de Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) bünyesinde gerçekleştirilen “Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi yayınlandı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü tarafından Troia Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma 4 gün boyunca yoğun katılımın olduğunu belirten yetkililer, ?55 sözlü ve 17 poster sunumun yapıldığı sempozyumuna 245 kayıtlı katılımcı iştirak etti. Sempozyum jeomorfoloji konusundaki bilgi birikiminin paylaşılması, Türkiye’de jeomorfoloji eğitimi, uygulama ve kurumsal konulara ait sorunların tartışılması, görüş ve önerilerin alınması hedefi için düzenlendi. Jeomorfoloji konusunda araştırma yapan farklı üniversitelerin Coğrafya ve Arkeoloji ile Jeoloji, Jeofizik ve Orman Mühendisliği bölümlerinden akademisyenler, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarında görevli jeomorfologlar, coğrafya öğretmenleri ve farklı üniversitelerin Coğrafya bölümü öğrencilerinim katıldığı etkinliğin ardından ise ortak bir sonuç bildirgesi yayınlandı? dedi.

Yayınlanan sonuç bildirgesinde ise şu ifadelere yer verildi: “Çeşitli nedenlerle 15 yıldır yapılamayan “Jeomorfoloji” konulu bir sempozyum Çanakkale’de gerçekleştirilmiştir. Bu sempozyum, uzunca bir aradan sonra jeomorfoloji çalışmaları yapan araştırmacıları bir araya getirmiş, bilgi ve deneyimlerini paylaşma fırsatı vermiştir. Sempozyumda sunulan bildiriler ülkemizde jeomorfoloji araştırmalarının güncel teknolojiler kullanılarak, analitik yöntemler ve kantitatif uygulamalar şeklinde çağdaş örneklemeler ile yapıldığını göstermiştir. Çalışmalardaki çok disiplinli eğilim de bu konudaki diğer pozitif gelişme olarak dikkat çekmiştir. Sempozyuma her düzeydeki katılım, farklı kesimlerin jeomorfoloji konusuna olan ilgisini ortaya koymuştur. Bu ilgi jeomorfolojinin geleceği açısından ümit verici bir durumdur. Sempozyumda tartışılan önemli konulardan biri jeomorfoloji eğitim ve öğretimi olmuştur. Türkiye’de Jeomorfoloji Eğitimi ve Sorunları, “17 Şubat 1978, Türkiye 3. Jeomorfoloji Bilimsel ve Teknik Kurultayı”, “25-28 Şubat 1980, Türkiye 5. Jeomorfoloji Bilimsel ve Teknik Kurultayı” ve “15-17 Şubat 1984, Türkiye 8. Jeomorfoloji Bilimsel ve Teknik Kurultayı” panellerinde ayrıntılı tartışılmış ve panel tutanakları yayınlanmıştır. Aynı konunun tartışıldığı bu panelde, güncel jeomorfoloji eğitim ve öğretimi her yönü ile ele alınarak, geçmiş dönemlere ait bu yayınlardaki yaklaşımlar ile karşılaştırıldığında, geçen 25 yılda jeomorfoloji eğitiminde gelişme yerine, daha kötü bir durumda bulunulduğu görülmüştür. Jeomorfoloji öğretiminin nerede ve nasıl bir içerikle verilmesi gerektiği bu kapsamda tartışılan diğer bir konu olmuştur. Jeomorfolojinin iklim, hidroloji, bitki ve toprak örtüsü ile yakın ilişkisel özelliği nedeniyle, geliştirilerek yenilenmiş bir müfredat ile fiziki coğrafya içinde olması veya yine coğrafya içinde ayrı bir anabilim dalı, örneğin “Jeomorfoloji Anabilim Dalı” olarak yapılanmaya gidilmesinin doğru olacağı ortak sonucuna varılmıştır. Ancak, var olan Fiziki Coğrafya eğitim ve öğretim müfredat programı ve ders planlarıyla çağdaş jeomorfoloji öğreniminin yapılmasının mümkün olmayacağı, coğrafya bölümlerindeki fiziki coğrafya müfredatlarının günümüz modern jeomorfoloji uygulamaları için yeterlilik verecek seviye gözetilerek yeniden düzenlenmesi konusunda görüş birliğine varılmıştır. 1982 öncesi kürsü sistemi içinde var olan “Yapısal Jeomorfoloji Anabilim Dalı” gibi, coğrafya içinde “Jeomorfoloji Anabilim Dalı” veya “Jeomorfoloji eğitimi paketi” gibi uygulamaların, jeomorfoloji eğitim ve öğretiminin geleceğinde daha başarılı uygulamalar olacağı ortak fikri oluşmuştur. Türkiye Jeomorfologlar Derneği (TJD) ve Türk Coğrafya Kurumu’nun (TCK) fonksiyonel performansı, eleştirel yönden katılımcılar tarafından birçok kez dile getirilmiştir. TJD, adı olan ama kendi olmayan bir meslek kurumu olarak nitelenmiş, bu konuda vakit geçirmeden ulusal ve uluslararası düzeyde etkinlik gösterecek yeni bir yapılanmaya gidilmesi kararı alınmıştır. TCK’da benzer yönleri ile tartışılan ve eleştiri alan ilgili meslek kurumumuz olmuştur. Hem bilimsel ve mesleki, hem de özlük hakları konularında TCK yönetiminin de katılımcılar tarafından genel olarak eleştirilmesi, bu konuda da yapılması gerekenler olduğunu göstermiştir. Sempozyum süresince sunulan bildiriler ve yapılan bilimsel etkinlikler, coğrafya ve jeomorfolojinin uygulamalı bir bilim olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ancak günümüz Türkiye’sinde “Coğrafya” ve “Jeomorfoloji” uygulamaları için, özlük hakları belirlenmiş resmi bir “Coğrafyacı” ve “Jeomorfolog” tanımlamasının olmaması önemli bir eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde coğrafya ve jeomorfoloji konuları, öğretmenlik dışında özel ve kamusal farklı sektörlerde yaygın olarak çalışılmaktadır. Coğrafyacı ve jeomorfologların buralarda olmamasının nedeni sorgulandığında, öteki etmenlerin yanı sıra bugünkü jeomorfoloji eğitim-öğretiminin yetersizliği ve TCK-TJD’nin yetersiz kurumsal performansının başlıca etmen olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Ali Özdemir tarafından teklif edilmesi üzerine, bir sonraki Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu’nun 23 Nisan-01 Mayıs 2010 tarihleri arasında belirlenecek 2 günlük sürede Afyon Kocatepe Üniversitesi Coğrafya Bölümü tarafından gerçekleştirilmesi önerisine katılımcılar tarafından önemli düzeyde destek verilmiştir. Bu açıdan, bu davetin ilke olarak kabul gördüğü sonucuna varılabilir. Sonuç olarak, katılımcıların izlenimlerine göre “Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu 2008″ çok başarılı organizasyonu, jeomorfolojinin çeşitli konularındaki nitelikli sunumlar ve gerçekleştirilen doyurucu çalışmalarla bilimsel hedeflerine ulaşmıştır. Gerek bilimsel düzey olarak ve gerekse panel ve diğer etkinlikler çerçevesinde, coğrafya ve jeomorfoloji ile ilgili gelecekteki gelişmeler için yönlendirici olacak somut belirlemelere ulaşılmıştır.”

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir