Çanakkale Seramik Müzesi ve Troia Müzesi İçin Orjinali Yerine Replika…
Replika; klasik ya da koleksiyon özelliği taşıyan bir nesnenin görünüm açısından birebir kopyası.
Bir düşünelim, 22 cm çapında ve 1810 yıllarında yapılmış bir Çanakkale Seramiği el değiştirme fiyatı nasıl 25.000 TL olabilir? Ya da birkaç gram ağırlığındaki Troia 6 dönemi bir altın takının el değiştirme değeri nasıl milyon dolar olabilir?
Bunu düşüne duralım…
Şu günlerde Çanakkale’de iki müzenin inşa süreci başlatılmıştır. Bir yıl veya en fazla iki yıl içinde bu iki müze açılacak beklentisi hakim. Bu müzelerin birincisi Troia Müzesi’dir, ikincisi ise Çanakkale Seramik Müzesi’dir. Bu iki müze de geniş salonlarında ve nokta spotlarının altına sergilemek için eser beklerler. Peki, bu eserler nerelerden karşılanacak?
Troia Müzesi için, dünyanın 44 müzesine yayılmış orijinal eserleri geri almak, istemek ve koleksiyona katmak hedefleniyor. Biraz hayal gibi duruyor, keza bırakın dünya müzelerini, İstanbul Arkeoloji Müzesi bile Troia buluntularından oluşan ve taşınabilir özellikteki takı, seramik, heykel, mimari öğe ve benzeri parçaları vermemek niyetindedir. Çünkü bu müzeleri müze yapan bu “nadide” koleksiyonlar…
Çanakkale Seramik Müzesi için ise, başta Kültür Bakanlığı ve devletin diğer kurumlarının depo ve müzelerinde yer alan orijinal seramikler ile özel müze, galeri, müzayedeci ve koleksiyonerlerin elinde bulunan nadide seramiklerin talep edilmesi hedefleniyor. Biraz komik değil mi? Bu kurum ve kişiler de sıraya girmiş, bir servet döktükleri bu seramikleri Çanakkale Seramik Müzesine bağışlamak istiyorlar…
Bence biz bu hayallerden hemen vazgeçmeliyiz. Tabiidir ki vermek isteyenler için kapı açık tutulmalı ve onların özel tören ve teşekkürlerle malları kabul edilmelidir. Ama esas olarak hızla tüm eserlerin özel uzmanlar tarafından “replikası” yapılmalı ve müzelerimize yerleştirilmelidir. Üstelik ilgili eserin Replika olduğu ve orijinalinin “dünyanın bilmem hangi müzesinde bulunduğu” notu eklenerek sergilenmelidir.
Bu yazının başlığını açıklamış olduk.
Gelelim “düşüne durduğumuz” tarihi eserlerin fahiş fiyatları meselesine… Benim için bir eserin fiyatı biriktirilerek geliştirilen ustalık veya zamansal açıdan harcanan emeğin karşılığı olarak anlaşılır. Gerisi haksız kazanç doğuran “spekülatif rant”tır. Çanakkale Seramiği veya Troia Hazinesi herhangi bir nesnenin, fahiş fiyatla satılıyor olması da “spekülatif rant”tır. Tıpkı deniz manzaralı Çanakkale kordonundaki bir konut maliyetinin, benzer bir diğer konuta göre 10 misli yüksek fiyata satılıyor olması gibi…
Eğer biz, Çanakkale Seramiği veya Troia Hazinesini de satın almaya kalktığımızda, toplamaya ve biriktirmeye çalıştığımızda, söz konusu “spekülatif rant”a hizmet etmez miyiz?
Sanırım dünya müzeleri de artık “Replika nesneler” üzerinden sergilemeyi tercih ediyor. Orijinali olsa bile hırsızlık vakasına karşı orijinali kasalarda saklanıyor, replikası sergi salonunda yer alıyor.
Ayrıca, Troia Müzesi veya Çanakkale Seramik Müzesi gibi tematik müzelerde anlayış farklılığı da göze alınmalıdır. Bir parça ve ürün kadar önemli olan, ifade etmek istediğimiz konu, öykü ve misyondur.
Biz Troia Müzesi’nde öncelikle 50’nin üzerinde kültür katmanı, 9 defa yıkılıp tekrar kurulmuş bir kentin öyküsü ile dünyanın hala en önemli edebiyat eseri olan Homeros’un İlyada Destanı’nı anlatmalıyız. Çanakkale Seramik Müzesi’nde de öncelikle, kentin seramik öyküsü, Çanakkale Seramiğinin malzeme, estetik ve form özellikleri anlatılmalıdır.
Velhasıl söz konusu önemli parçalar, bu tematik öyküleri daha fazla anlamlandırmak ve güçlü ifadelerle tamamlamak amaçlı kullanılmalıdır. Bu önemli parçaların Orijinal veya Replika olması bu öyküleri çok fazla etkilemeyecektir sanırım.
Dolayısıyla orijinal eser toplamayı beyhude bir uğraş görmekteyim. Replika üreterek, özel mülkiyetinde nadide parçalar olan ve “spekülatif rant” elde eden koleksiyonerler ve müzayedeciler ile bu kesimlere mal tedarik etme peşindeki defineci ve kaçakçıların da ekmeğine yağ sürmemiş oluruz…
Mimar İsmail Erten Son Yazıları...
- 25/12/2019 Cumhuriyetin İktidarı ve Yıkımlar
- 17/12/2019 Geleneksel Çarşıda Değişim…
- 10/12/2019 Otopark, Trafik ve Politika, Planlama…
- 22/11/2019 Görmeyen Tuttuğunu Öpüyor… Schliemann Hırsız Mı?
- 13/11/2019 Kamusal Yaşam Alanlarında Eşitlikçi, Kişisel Yaşam Alanlarında Özgürlükçü…
- 01/11/2019 Kentin Kuzeyi…
- 23/10/2019 Behramkale – Assos Koruma Planı…
- 08/10/2019 “Mimarlık… herkes için konut” “Architecture… housing for all”
- 13/09/2019 Siyasi Rol Çalma…
- 09/09/2019 İnşaatın Kendisi Zaten Kriz…
Yorumlar...
Henüz yorum yok...