Birlik Beraberlik İstemi

Bazı internet sitelerinde profesyonel Turist Rehberleri ile Alan Kılavuzları arasında sanki olumsuz bir şeyler varmış gibi gösterildiğini gördüm. Ben de Alan Kılavuzuyum. Önce profesyonel rehber nedir? Alan kılavuzu nedir? Bunları bir incelemek lazım.

Bildiğiniz gibi Profesyonel Rehber bu işin okulunu okumuş,Türkiye geneli ya da özel bazı bölgelerde Türkçe ve yabancı dilde rehberlik yapan kişidir.

Alan Kılavuzu ise; Alan Kılavuzluğunu ilgili kanun (9/8/1983 tarihli 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu) ve yönetmelik (Resmi Gazete Tarihi : 28/03/2006 Resmi Gazete Sayısı : 26122) düzenler kısaca; “Milli Parklar kapsamında korunan alan sınırları dahilinde ziyaretçilere doğru ve sağlıklı bilgilendirme hizmeti verenler, Milli Parkı her yönüyle koruyan insanlar alan kılavuzudur”. 2006 yılında T.C. Orman Bakanlığı, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park Müdürlüğünce açılan kurs ve sınavları başarıyla tamamlayanlara Tarihi Milli Park sınırları içinde Alan Kılavuzluğu yapabilmeleri için sertifika ve kimlik verilmiştir.

Alan Kılavuzlarının amacı, Gelibolu Yarımadası’nı ziyarete gelen her Türk evladını en doğru şekilde bilgilendirmek ve aynı zamanda mutlaka görülmesi gereken bu kutsal toprakları Türkiye’ye ve Dünya’ya tanıtmak Çanakkale Ruhunu yaymak, bölge halkına hizmet etmektir.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park alanını (33.000 hektar) yılda yaklaşık 2-3 milyon kişi ziyaret etmektedir. Bu ziyaretçileri gezdirmeye ne profesyonel rehber ne de alan kılavuzu yetmektedir.Burada gezi ücretinden dolayı bir rant olduğundan herkes keseri kendine doğru yontmaktadır. Burada çekişme yerine birlik olmak gerekir.

Rehber odaları Alan Kılavuzluğundan dolayı Orman Bakanlığını mahkemeye vermiş fakat Danıştay 10.Daire Mahkemeyi Orman Bakanlığı ve Alan Kılavuzları lehine sonuçlandırmıştır. Bu kararı da bilmeyenler için aşağıda sunuyorum.

Sonuç olarak çekişme içinde değil birlik olalım. İnanın bütün konular halledilecektir.
Saygılarımla.

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:

Dava; Gelibolu Tarihi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planının “alan kılavuzluğu” bölümü ile bu plana dayalı olarak, alan kılavuzu yetiştirilmesine yönelik kurs açılması ve kursu bitirenlere alan kılavuzu sertifikası verilmesi işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.

Davalı idarece, dava konusu edilen uygulama işlemi niteliğindeki alan kılavuzluğu kurslarının açılması ve kursu bitirenlere alan kılavuzluğu sertifikası verilmesi yolundaki işlemlerin, davacı tarafından, en geç bu kursların durdurulması için Kültür ve Turizm Bakanlığına yapılan başvuru tarihi olan 21.9.2004 tarihi itibariyle öğrenildiği, buna göre, bakılmakta olan davanın 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca bu tarihten itibaren 60 gün içinde açılması gerekirken, 2.12.2004 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu ileri sürülmekte ise de; davacının iptalini talep ettiği uygulama işlemlerinin süreklilik arz etmesi, başka bir deyişle, alan kılavuzluğu kurslarına aday kabulünün ve başarılı olanlara sertifika tesliminin devam etmesi nedeniyle, davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmemiştir.

2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 3. maddesinde; milli park karakterine sahip olduğu tespit edilen alanların, Millî Savunma Bakanlığının olumlu görüşü, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak, Çevre ve Orman Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile milli park olarak belirleneceği hükmüne yer verildikten sonra, 4. maddesinde; bu Yasaya göre milli park olarak belirlenen yerlerin özellik ve nitelikleri göz önünde tutularak, koruma ve kullanma amaçlarını gerçekleştirmek üzere, kuruluş, geliştirme ve işletilmelerini kapsayan gelişme planının, ilgili bakanlıkların olumlu görüşleri ve gerektiğinde fiili katkılarıyla, Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanıp, yürürlüğe konulacağı kurala bağlanmış; 16. maddesine, 3.7.2005 tarih, 5400 sayılı Yasayla eklenen 2. ve 3. fıkralarda ise; bu Yasa kapsamına giren alanların kaynak değerlerinin korunarak kullanılmasına imkan sağlamak amacıyla uzun devreli gelişim planlarına uygun olarak yapılan ziyaretçi yönetim planlarının etkin bir şekilde uygulanması ve korunan alanlara gelen ziyaretçilerin doğru bilgilendirilmesi bakımından ve korunan alan yönetiminden olumsuz etkilenen yöre insanının kayıplarının en aza indirilmesine imkan sağlanmak üzere, korunan alan sınırları dahilinde ve yakın çevresinde yaşayan yöre insanının alan kılavuzu olarak yetiştirilmeleri konusunda Çevre ve Orman Bakanlığının, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde gerekli çalışmaları yapacağı, eğitime alınacak alan kılavuzu adaylarının seçimi, eğitimleri, eğitim sonunda başarılı olanların görevlendirilmeleri ve çalışmalarına ilişkin esas ve usûllerin Çevre ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği düzenlemesine yer verilmiştir.

4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu’nun 1. maddesinde, Yasanın amacı, 1915 Çanakkale deniz ve kara muharebelerinin cereyan ettiği Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkının tarihi, kültürel değerleri ile orman ve bitki örtüsünün korunması, geliştirilmesi ve yönetimine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi ile Türk vatan savunmasının ve doğanın güzel bir örneği olarak uluslararası barışa hizmet etmesi için dünya uluslarına tanıtılması olarak belirlenmiş; 2. maddesinin (f) bendinde, uzun devreli gelişme planı, bu Yasa hükümlerine göre hazırlanan ve Milli Parkın korunması, geliştirilmesi, yönetimi, tanıtılması ile ilgili planlama esaslarını, bu planla öngörülen koruma ve gelişim bölgeleri için hazırlanacak uygulama planlarının yapım esaslarını belirleyen ve Bakanlıkça onanan plan olarak tanımlanmıştır.

Yukarıda aktarılan mevzuat uyarınca, 26.5.1973 tarih, 7/6477 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla orman rejimine alınan, 2.11.1973 tarihli Orman Bakanlığı onayıyla da tarihi milli park ilan edilen Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkının (TMP); korunması, geliştirilmesi, yönetimi, tanıtılması ile ilgili planlama esaslarını, bu planla öngörülen koruma ve gelişim bölgeleri için hazırlanacak uygulama planlarının yapım esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanan “Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı”, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 23.12.2003 tarihli onayı ile kabul edilmiştir.
Söz konusu Uzun Devreli Gelişme Planı (UDGP); sadece dar kapsamlı fiziksel (imar) planları içeren bir düzenleme olmayıp, aynı zamanda, tarihi milli parkın yönetiminden sorumlu olan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Müdürlüğü ile Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün, yöneleceği hedefler, izleyeceği stratejiler ile uygulayacağı plan, program ve projeleri tanımlayan, aktif planlama için bir çerçeve doküman, geniş çaplı strateji planı niteliği taşımaktadır.
Anılan planın, “TMP Bütünü İtibariyle UDGP Esasları” başlıklı 3. bölümünün “Eı Toplum” başlığı altında yer alan “E4-Turizm Faaliyetleri” alt başlığının dava konusu edilen (e) bendinde, “Alan Kılavuzu: TMP yönetiminin rehberlik hizmetlerini sunmak ve TMP içinde sunulan rehberlik hizmetlerini yönlendirmek, koordine etmek ve izlemek ötesinde, köy gençlerinin yerel rehberler olarak yetişmelerine yardımcı olması esastır.” ibaresine yer verilmiştir.

4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun, Bakanlığın ana hizmet birimlerinden olan Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünün görevlerini düzenleyen 13. maddesinin (m) bendinde, rehberlik kursları açmak, rehber adaylarının seçme sınavlarını yapmak, rehberlerin çalışma usul ve esaslarını düzenlemek, rehberlerin bilgilerinin güncellenmesine yönelik eğitim programlan ve diğer çalışmaları gerçekleştirmek, rehberlikte uzmanlaşmayı sağlamak, denetimler yapmak, belgesiz rehberliği önlemek, rehberlik hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine yönelik gerekli tedbirleri almak veya bu görevlerin meslek kuruluşları, üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlar ile işbirliğiyle veya Bakanlığın denetim gözetimi altında bunlarca yapılması suretiyle yürütülmesini sağlamak, anılan Genel Müdürlüğün görevleri arasında sayılmıştır.

4848 sayılı Yasanın anılan maddesine dayanılarak hazırlanan Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliğinin 4. maddesinde; profesyonel turist rehberleri, Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun olarak rehberlik mesleğini icra etme yetkisini kazanmış olup, yerli veya yabancı turistlere, turistlerin gezi öncesinde seçmiş oldukları dil ile uyumlu olmak üzere, rehberlik kimlik kartlarında belirtilen dillerde rehberlik eden, onlara tanıttıkları bölgenin kültürel ve doğal mirasını aktaran, gezi programının; tur operatörü veya seyahat acentesinin yazılı belgelerinde tanımlandığı ve tüketiciye satıldığı şekilde yürütülmesini sağlayan ve gezi programını seyahat acentesi adına yöneten kişiler olarak tanımlanmış; 5. maddesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı dışında hiçbir kurum ve kuruluşun, herhangi bir isim altında turist rehberliği kursları açamayacağı ve rehberlik kimlik kartı veremeyeceği kurala bağlanmış; 39. maddesinde ise, seyahat acentelerinin, sadece profesyonel turist rehberliği kimlik kartı olan kişileri turist rehberi olarak çalıştırabileceği belirtilmiştir.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; alan kılavuzlarının, profesyonel turist rehberleri eşliğinde gelmeyen ziyaretçilerin, milli park sınırlarına girişlerinden, milli park bölgesinden ayrılmalarına kadarki süreçte, gerek milli parkın tanıtılması, gerekse milli parka ve çevresine zarar verilmesinin önlenmesi amacıyla görev yaptığı anlaşılmakta olup; koruma altına alınan yörede yaşayanların kayıplarının mümkün olduğunca bertaraf edilmesi için getirilen ve sadece milli park sınırlarını kapsayan alanda, profesyonel turist rehberlerinin de faaliyetine engel olunmaksızın öngörülen alan kılavuzluğu uygulamasının bu haliyle profesyonel turist rehberlerinin görev alanına müdahalede bulunduğundan söz etme olanağı bulunmamaktadır.

Nitekim, dava konusu uzun devreli gelişme planının onaylanmasından sonra, alan kılavuzlarının eğitimine yönelik olarak Çevre ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında 19.10.2004 tarihinde imzalanan protokolde de, profesyonel turist rehberi ve alan kılavuzu tanımlarına yukarıda aktarılan amaçlar doğrultusunda yer verildikten sonra, alan kılavuzluğu hizmetinin, profesyonel turist rehberliği hizmeti olarak değerlendirilemeyeceği ve alan kılavuzluğu hizmeti verilmesinin, o alanda profesyonel turist rehberliği hizmeti verilmesine engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.

Aynı şekilde, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 16. maddesine 5400 sayılı Yasayla eklenen 2. fıkraya dayanılarak yürürlüğe konulan Alan Kılavuzlarının Seçimi, Eğitimi, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin (f) bendinde de; alan kılavuzluğu hizmeti, ziyaretçi yönetiminin sağlanması amacı ile Çevre ve Orman Bakanlığınca düzenlenen kurs sonunda başarılı olarak belge sahibi olan alan kılavuzlarınca korunan alan sınırları dahilinde ziyaretçilere verilen bilgilendirme hizmeti olarak tanımlanmış; 20. maddesinde de, alan kılavuzlarının, korunan alan sınırları dışında görev yapamayacakları ve sorumluluklarının, korunan alan içerisindeki ziyaretçi bilgilendirme ve yönlendirme merkezi ve/veya giriş kontrol ünitesinde başlayıp, belirlenen tur güzergahlarının tamamlanmasını müteakip, ya giriş noktasından ya da müdürlük tarafından tanımlanan bir başka noktadan çıkış yapmak suretiyle sona ereceği kuralına yer verilmiştir.

Bu hukuki duruma göre, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planının dava konusu edilen “alan kılavuzluğu” bölümünde mevzuata ve kamu yararı amacına aykırılık görülmemiştir.

Davanın, Uzun Devreli Gelişme Planının dava konusu kısmına dayanılarak, alan kılavuzu yetiştirilmesine yönelik kurs açılması ve kursu bitirenlere alan kılavuzu sertifikası verilmesine ilişkin işlemlere yönelik kısmına gelince;

Dosyanın incelenmesinden; yukarıda anılan planda öngörülen alan kılavuzluğunun uygulamasına geçilebilmesi için 29.1.2004 tarihinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Müdürlüğünce yapılan ilanla, Müdürlük koordinatörlüğünde alan kılavuzluğu kursu açılacağı ve kurs sonunda başarılı olanlara 18.3.2004 tarihinde sertifika verileceği duyurulmuş; daha sonra alan kılavuzluğu kurslarının verilmesi Çevre ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında 19.10.2004 tarihinde imzalanan protokolle düzenlenmiş; son olarak ise, bu kurslar ve kursların sonunda verilecek sertifikalara ilişkin hususlar, Alan Kılavuzlarının Seçimi, Eğitimi, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte belirlenmiştir.
Söz konusu düzenlemelerde, alan kılavuzluğu eğitimine yönelik kursların açılması ve sertifika verilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının yetkisine bırakılmış olup; bu husus, aktarılan düzenlemelerin dayanağı olan 2873 ve 4533 sayılı Yasalara uygun bulunduğundan, başka bir deyişle 4848 sayılı Yasa ile Kültür ve Turizm Bakanlığına profesyonel turist rehberleri için verilen yetkiye tecavüz edilmesi söz konusu olmadığından, davanın bu kısmına yönelik davacı iddialarında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine 9.7.2008 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan
Mehmet ÜNLÜÇAY

Üye
Ahmet BAŞPINAR

Üye
Nüket YOKLAMACIOĞLU

Üye
İbrahim BERBEROĞLU

Üye
Tülin ÖZDEMİR

Yorumlar...
  • Cemalettin Yıldız
    27/02/2009 23:49

    Değerli Muhterem Kardeşim ,seni sıkmamak için aramıyorum.Çok sıkıntılı günler geçirdin.Allah yardımcınız olsun.Oğlumuz Erdem nasıl , Allahtan biran evvel acil şifalar diliyorum.Bu açıklamana gelince eline sağlık çok güzel olmuş.Bir atasözümüz var "anlayana sivrisinek saz ,anlamak istemeyene davul zurna değil bomba patlatsan az geliyor."Buprofesyonel turist rehberleri devletin kanunlarını tanımamaktalar.Kendilerini kanunların üstünde görmekteler. Bununlada yetinmiyorlar ÇARED adlı sitelerinde alan kılavuzlarını hırsızlık veyalancılıkla suçlamaya vardırdılar.Bundan sonra yapaçakları her kanunsuz eylemde karşılarında GYTMP ALAN KILAVUZLARININ hukuk müçadelesini bulacaklar. saygılarımla.

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir