Çanakkale Savaşı’ndaki Yahudiler Havra’da Sergileniyor…
Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Çanakkale’de düşmana karşı savaşan Türk Yahudiler’in verdikleri mücadelenin belgeleri “Çanakkale Savaşı-1.Dünya Savaşı ve Osmanlı Yahudileri” başlıklı sergide gün yüzüne çıkartıldı. Sergi, 15 Mart-15 Nisan tarihleri arasında saat 13.00-17.00 saatleri arası ziyarete açık olacak.
Mekor Hayim Musevi Sinagogu’nda, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103’üncü yıl dönümü kutlamaları ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle, ‘Çanakkale Savaşları-1. Dünya Savaşı ve Osmanlı Yahudileri Sergisi’nin açılışı gerçekleştirildi. Sergi açılışına, Çanakkale Belediye Başkanı CHP’li Ülgür Gökhan, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Musevi Sinagog Vakfı Başkanı Sami Kumru ve çok sayıda Yahudi katıldı. Küratörlüğünü Metin Delevi’nin yaptığı, Doç.Dr.Mithat Atabay’ın katkı sunduğu çalışmada toplam 66 belge yer alıyor. Yüzde 70’i yabancı kaynaklı belgeler arasında Çanakkale’de kahramanca çarpışan Türk Yahudiler’e dair bilgiler yer alıyor. Osmanlı Devleti zamanı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Yahudilerin yaşadığını belirten Musevi Sinagog Vakfı Başkanı Sami Kumru, “Bu Yahudiler her zaman memleketleri için gerektiği zaman her konuda olduğu gibi savaşa da katıldı. Cepheye de gitti. Onların göstergesi olan bazı belgeler burada sergileniyor” dedi. Sergiyi 2 yıllık bir araştırmayla hazırlayan Metin Delevi ise, şu bilgileri verdi: “1898 yılında Hahambaşı Kaymakamı Moşe Levi liderliğindeki Osmanlı Yahudi toplumu Sultan’a bir dilekçe ile başvurarak Yahudilerin de askere alınmasını talep etti. 1909 yılında ise, Müslüman olmayan Osmanlı tabasının da askere alınması kararlaştırıldı. Yahudi basını da bu kararı alkışlayarak, destekleyici yazılar çıkarttı. Yahudi toplumundan gönüllü askere teslim olma olgusu başladı. 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Yahudi erkekleri de askere alınarak, çeşitle rütbe ve cephelerde görev aldı. Bunlar arasında en ilginç isim o dönemde İstanbul’da eğitim görmekte olan ve daha ileriki yıllarda İsrail’in 2. başbakanı olacak Moşe Şaret’di. Çanakkale Cephesi’nde de çok sayıda Türk Yahudi savaşa katılarak vatan uğruna şehit ve gazi oldu. Doç. Dr. Mithat Atabay’ın Çanakkale Savaşı’nda şehit düşmüş gayrimüslimler listesine göre tespit edebildiğimiz Yahudi şehit sayısı 77 kişi. Toplamda 558 gayrimüslim asker şehit oldu. 1. Dünya Savaşı döneminde, yurtdışı Yahudi toplumlarında da Osmanlı’ya maddi veya fiziki destekler geldi. Hatta New York Times’ın o dönem yaptığı haberin belgelerini de gün yüzüne çıkardık. Çanakkale cephesinde İngiliz ve Fransız saflarında da çok sayıda Yahudi, belki de Osmanlı ordusundaki bir dindaşının kurşunuyla can verdi. Yahudiler yalnız Çanakkale cephesinde değil tüm cephelerde görev alıp şehit düştüler. Hatta İzmir’de savaş yetimleri için bir yuva kuruldu. Osmanlı Ordusu’nda çeşitli cephelerde görev alan Filistinli Yahudiler için, Acıbadem’de bulunan Yahudi mezarlığında bir anıt yapıldı. Her yıl 18 Mart günü bu şehitler için tören yapılıyor.”
“Bize Yol Açtılar”
Musevi Sinagog Vakfı Başkanı Sami Kumru ve Sergi Küratörü Metin Develi’nin yaptığı açılış konuşmalarının ardından söz alan Başkan Gökhan; “Burada çocukluğumuz birçok Yahudi gençle beraber geçti. Çanakkale’de bin 500’e yakın Yahudi yaşamaktaydı. Bu anlamlı günde, 18 Mart haftasında, Yahudilerin Osmanlı Devletinde 1’inci Dünya Savaşı’nda neler yaptığını anlatan güzel ve anlamlı bir sergi yaptıkları için teşekkür ediyorum” dedi. Başkan Gökhan sözlerini şu şekilde sürdürdü; “İspanya’dan dışlanan Yahudiler Osmanlı tarafından Türkiye’ye kabul edildi. Osmanlı Devleti’nin tebaası olarak yollarına davam ettiler. Daha sonra Cumhuriyet’le beraber onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip oldular. Hiçbir zaman kendilerini Türk toplumunun dışında addetmediler. Daha sonra tekrar hatırlarsak 2’inci Dünya Savaşı’nda Hitler’in zulmünden kaçan Yahudi profesörler, bilim adamları ve hukukçular Türkiye’ye geldi. Türkiye’de hukuk sistemimizde, tıp dalında ve diğer birçok alanda konunun üzerinde çalışarak bize yol açtılar.”
“Kültürümüze Katkıları Oldu”
“Türkiye’de ve Türk toplumunda Yahudi varlığı hep katkı vermiştir. Çanakkale’de de yine Yahudi topluluğu Çanakkale’nin ticaretine yön vermiştir. Sadece ticarete değil kültürüne de destek vermişlerdir. Eğer Çanakkale’de bugün bir barış ortamı varsa, ‘barışın kenti’ diyorsak, burada Yahudilerle birlikte olmanın ve onların kültürel yaşamlarının bu kentteki çağdaş yaşamlarının diğer Müslüman topluluğa çok katkısı olmuştur. Çanakkale’den Yahudilerin gitmesinden elbette memnun değiliz. Ama şartla öyle icap etti. O günün şartlarını tartışmanın zamanı değil ama onlarla olan dostluğumuzu devam ettiriyoruz. Dikkat ederseniz 29 Ekim tarihi ifade edildi. 29 Ekim tarihini hedefleyerek buraya hep beraber geliyorlar ve bu Sinegog’da ayin yapıyorlar. Bu Sinegog Çanakkale’nin kültürel mirası ve vazgeçilmez bir mekanı. Burayı korumak ve yaşatmak zorundayız. Çok daha uzun yıllar Sinagogun yaşaması ve burada hangi kültürlerin yaşaması gerektiğini bilmemiz gerekiyor.”
“Birbirimize Katkı Vererek Yaşadık”
“Musevilerin Osmanlı topraklarında yaşarken özellikle de 1’inci Dünya Savaşında ne kadar çok katkı verdiklerini gösteren bir sergi. Ben şahsen bu kadar Koramiral olduğunu bilmiyordum. Bu önemli bir şey. Sadece tek cephede değil, birçok cephede Yahudiler Osmanlı tebaası olarak savaşmışlar. Bu bağlamda onları bilmemiz de önemli. Ve Yahudilerin hep beraber yaşarken katkılarını da bilmemiz lazım. Bugünkü siyasetin dışına, bugünkü olguların dışında kültürel olarak bir arada, birbirimize katkı vererek yaşadık. Bu yaşamı iyi bilmemizde fayda var. Dolayısı ile bu sergi çok anlamlı.”
Yorumlar...
Henüz yorum yok...