Ülgür Gökhan: “Barış, karşındaki insanı, insan gibi görmektir”

09 Şubat 2017

Birgün Gazetesi yazarı, Sol Bek, Mendirek dergileri ile Bozcaada Haber sitesi editörü Mustafa Dermanlı, Çanakkale Belediyesi Başkanı Ülgür Gökhan ile sosyal belediyecilik, projeler, kent planlaması, kentlilerle ilişkileri ve benzer konularda bir söyleşi gerçekleştirdi:

Belediyenin sosyal, kültürel ve sanatsal anlamda birçok projesi var. Fakat bir tiyatro salonu olmaması sizce eksiklik mi?
Doğru, haklısınız. Çanakkale Belediyesi’ne ait bir tiyatro salonu yok. Ama biz sanatsal etkinliklerimizi üniversiteye ait salonda yapıyorduk. Şimdi İçdaş Kongre Merkezi’nde ve üniversitenin içerisindeki salonda yapıyoruz. Aslına bakarsanız bu salonlar bir tiyatro veya bir konser salonu değil. Ama şimdilik bu etkinlikleri gerçekleştiriyoruz. Belediye binamızı yapıyoruz. Onun altında 850 kişilik salonumuz olacak. Buranın dizaynı tamamen tiyatro, konser, bale gibi etkinliklerin yapılacağı, orkestranın kurulacağı şekilde dizayn ediliyor. Amatör bir Belediye Tiyatromuz var. Korolarımız var. Her biri için bu salon işlevsel olacak. Bu salon 1 – 1,5 sene içerisinde faaliyete girmiş olacak.

Başkanlığınız süresinde onlarca proje gerçekleştirdiniz. Altın Yıllar Yaşam Merkezi, Sosyal Market, ÇABİS, Kreş ve Gündüz Bakımevi, park düzenlemeleri ilk akla gelenler. Bunları nasıl planladınız?
Ekip çok önemli. Benim duygularımı hissedecek bir ekip olması gerekiyordu. Yani “Başkan ne istiyor” noktasında söylediklerimi hemen kavrayabilen ve planlaması yapan bir ekibimiz var. Ben projeleri hayal ederken, ortaya attığımda, ekip bunu planlıyor. Bu çok önemli. Tabii ki kentte yaşarken vatandaşın talepleri üzerine kurguluyoruz. Bir de yurtdışına gittikçe oradaki kentleri, örnekleri inceleyerek, kendi memleketimizde niye olmasın, diyoruz.

Yapmak isteyip de yapamadığınız projeler var mı?
Böyle bir proje yok. Yapmak istediğimiz her şeyi projelendiriyoruz. Ama uygulama noktasında gecikme yaşanıyor. Çünkü bütçe ve bürokratik sıkıntılar devreye giriyor. Mesela sahilin Kepez’le birleşmesi projemiz var. Barış Kordonu’nun devamı. Ankara’yı aşamadık, devamlı mücadele ediyoruz. Esenler’de Spor Merkezi yaptık yakında açılacak. Ama orada bile sıkıntı oldu. Yapılamayanların gerekçeleri var. Bu da bürokratik engeller. Bu tip sıkıntılar olabiliyor.

“BAŞKANLIĞIM BOYUNCA EN ÖNEMLİ PROJEM ÖZGÜRLÜK PARKI’DIR”
Tüm projeler çok önemlidir ama “İyi ki bu projeyi yapmışım” dediğiniz bir proje var mı?
Üç proje var. En önemlisi Özgürlük Parkı. Belediye Başkanı olduğumda o bölge konut parseliydi. Hemen yeşil alan haline getirdik ve istimlak edip halka kazandırdık. Şimdi oraya gittiğimde insanlara bakıyorum, herkes çok memnun. O kuş bakışı deniz manzarası, yeşil alan tüm dertlerini unutturuyor insanlara. Hal böyle olunca, oraya gelen insanların o duyguları bize motivasyon kaynağı. Yol da yapıyoruz ama oradaki memnuniyetin yerini tutmaz. En iyi yaptığım işlerden bir tanesidir. İkincisi Altın Yıllar Yaşam Merkezi ve diğeri de Çocuk Kültür Merkezi’dir. Çünkü bu yerlere ailelerin de çocukların da ihtiyacı vardı. Birisi çıkıp da, “Hiçbir şey yapmadın” dese bile, “Ben bunları yaptım” diyebileceğim işlerdir.

Dilinizden barış kelimesi eksik olmuyor. Bu barış ne anlama geliyor?
Ben inançlı, inanan bir insanım. Müslümanlığın bu bağlamda insanların barışı için çok önemli doneleri olduğunu, öğütleri olduğuna inanan biriyim. Barış, karşındaki insanı insan gibi görmektir. Her bir insanın da hakkına, hukukuna saygı duymaktır. Kökenine, inancına, geldiği yere, zengin-fakirliğine bakmaksızın bunu yapmaktır. İnsanların düşüncelerini özgürce ifade edebilme şansı bulmalarıdır barış. Bu yoksa, istediğin kadar barış de. Benim barışım bu. Memleketimde de bunu yapmaya çalışıyorum. Böyle olunca onlar da bu kentli görüyor kendini, aidiyet duyuyor.

“BENİM KORUMAM, BU MEMLEKETİN HALKI”
Korumasız geziyorsunuz… Halkın dikkatini çekiyordur herhalde?
Bana klasik söz, “Başkan sen yalnız geziyorsun, koruman yok” diyorlar. Korumam olmaz olur mu, korumam o insanlar. “Başıma bir şey gelse herhalde müdahale edersin” diyorum. Koruma bu kentte yaşayan insanlara karşı beni koruyacaksa, korunacak duruma düştüysem bu işi yapmamam lazım.

Çanakkale ilçelerinde de gerek Yenice’de yapılmak istenen Kömürlü Termik Santral olsun, gerek Bozcaada ve Gökçeada’nın koylarının geçmiş aylarda ihaleyle tesisleşmeye açılması olsun bir çok sorun var. Tüm bu konular hakkında kimlerden bilgi ve destek alıyorsunuz?
Kent Konseyi’nin Çevre Komisyonu var. Avukatımız zaten çevre üzerine çalışıyor. Partiden arkadaşlarımız var. Sivil toplum dernekleri var. Bunların hepsine her şekilde destek veriyoruz, fikir alışverişinde de bulunuyoruz. Yaşanan olumsuzlukları yakınen takip ediyoruz ve karşı çıkıyoruz. Zaten bu konuda bayağı da bir ilerleme kat ettik. En azından bir fren oluyor. Varlığımızın nedeni bu. Yeşil çevre, yüzde 56’sı orman olan Çanakkale.

“ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NE KARŞI DEĞİLİM”
Çanakkale’de yapılmak istenen termik santrallere, altın arama şirketlerine her zaman karşı olduğunuzu belirttiniz. Çanakkale Köprüsü’nün doğaya zarar vereceğini düşünüyor musun? Zira bu konuda bir karşı duruş sergilemediniz.
Düşüncem o yönde. Geçmişte yeri konusunda Sarıçay ve Kilitbahir arasında olmaması yönünde fikir beyan etmiştik. Köprünün güzergahında büyük bir sıkıntı olmadığını biliyorum. Bu köprü 3. Boğaz Köprüsü gibi değil. Orman alanlarını talan edeceği gibi bir süreç yaşanmayacak. Zaten karşı yakada öyle bir sıkıntı da yok. Bu köprünün Avrupa – Asya ulaşımı için önemli olduğunu düşünüyorum. Hatta projede demiryolu da vardı, sonra iptal edilmiş. Keşke demiryolu da olsaydı. Şu an itibariyle benim görüşüm olumsuz değil.

Şehrin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Altyapı, ulaşım, planlama konusunda neler söylemek istersiniz?
Planlamamız var. Çanakkale 200 bin nüfusu geçtiği zaman –ki bu nüfusa ulaşmak 10 seneyi bulur- plan işlemeye başlayacaktır. Bunun güzergahı da bellidir. Köprünün bu kente bir aşırı göç yaratacağına inanmıyorum. Evet, ulaşım kolaylığı sağladığı için belki biraz daha talep olabilir. Zaten 1/100 binlik planımız var. Bu plan delinmezse hiç bir sorun olmaz. O planda orman alanlarımız, mera, yerleşim alanlarımız, hepsi belli. Bunlara dokunulmazsa hiçbir sıkıntı olmaz. Çanakkale sağlıklı ve planlı gelişiyor.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir