İklim Forumu’nda Çanakkale’nin Sorunlarını Dile Getirdiler
Dünyanın pek çok ülkesinden ve Türkiye’den, 60’a yakın oturumun gerçekleştirildiği ve 150’nin üzerinde konuşmacının bulunduğu “İklim Forumu”, 12-13 Kasım’da Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlendi.
Forum’un ikinci gününde Yeşil Düşünce Derneği’nin düzenlediği “Ortak Kömür Mücadelesi” seminerine Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuki Komisyonu Başkanı Av.Ali Furkan Oğuz, konuşmacı olarak katıldı. Çanakkale’deki termik santraller ve açılan davalar hakkında forumda bilgiler veren Av.Oğuz, İklim Forumu’nda şu sözlere yer verdi:
“Kaz dağlarındaki mücadelemiz 2000 yılında, Çan termik santraline karşı başlıyor. 320 mw olarak kurulan Çan termik santrali bölgenin ilk termik santrali ve halen de tam kapasite ile çalışmakta. Bu santral Çan’ın hemen dibinde ve çevre nazı köylerin de dibinde yer alıyor, kurulduğu günden bu yana tarıma ve köylüye inanılmaz zararları mevcut. Bu termik santrale ek olarak hemen yanına 330 mw ilk bir santral daha planlanıyor. Buna ilişkin davayı da açtık. Yapılacak bu santral ise Avusturya’dan sökülüp getirilecek ikinci el bir santral, oradan kovulmuş bir teknoloji. Ayrıca ÇED başvurularında da toprak koruma kurulu kararından olumlu karar alınmamasına rağmen ÇED alındığını ardından ise toprak koruma kurulu kararından lehe karar alındığını tespit ettik.
Şu an Çanakkale’de çalışan toplamda 4 termik santral var kalan 3’ü ise Karabiga’da İçdaş’a ait iki termik santral bunlardan da biri 1200 mw iken diğer ikisi 300’er mw kapasite ile çalışmakta. Bu santral ilişkin açılan davada Çanakkale Barosu savcı olmuştu, ancak mahkeme ehliyet yönünden davamızı reddetmişti.
Biz Çanakkale Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak bugüne kadar toplamda 38 dava açtık. 2001 çan termik santrali davası dışında bu davaların 15 tanesi 2008-2014 yılları arasında açılmış iken (7 termik 8 maden) son 1 yılda ekim 2014- kasım 2015 arası açmış olduğumuz dava sayısı ise 22’yi buluyor. Bu davaların ise 4 tanesi termik santral davası iken tam 19 tanesi de vahşi madenciliğe ilişkin. Ayda ortalama 2 dava açıyoruz. Aynı Zamanda bir imar planı mevcut Çanakkale için. Ve bu planda 10-15 civarı termik santral yapılması öngörülüyor. Yanı şu an itibariyle açtığımız davalara bu termik santral planları dahil değil. Bu termik santraller Karabiga ağırlıklı olarak planlanıyor ve amacı Bandırma’da kurulacak dev bir OSB’nin elektrik ihtiyacını karşılamak. Şu an itibariyle çalışan 4 termik santralin kaz dağlarına yönelik olumsuz etkisi çoktan başladı. Bu termik santraller de yapılırsa durum daha da içler acısı olacak. Yani ne Çanakkale domatesi kalacak, ne de Ezine peyniri kalacak. Yaşam alanlarımız ve de dünyanın Alp’lerden sonraki en önemli oksijen kaynağı Kaz Dağları yok olacak. Öte yandan Havaizleme.gov.tr isimli bir site açılmış ve şehrinizde hava kirliliğinin ne oranda olduğunu sözde anlatıyor. Bu da şaka gibi bir durum.
Açtığımız davalara ilişkin yürütmeyi durdurma kararları alıyoruz, davaları kazanıyoruz ancak geçenlerde Kirazlı ve Ağı Dağı Altın madeni için açtığımız davalarda Danıştay’dan bozma geldi, Danıştay kümülatif etkiyi kabul etmedi. Şimdi yerel mahkemenin kararını bekliyoruz.”
Ayrıca Güneş Gönüllüleri’nin düzenlediği Güneş enerjisi kullanımının yaygınlaşması için toplumsal dinamizmi harekete geçirmek konulu seminerde konuşma yapan Troya Çevre Derneği Başkanı Oral Kaya ise “Yenilenebilir Enerji Kooperatiflerinin Dünya üzerinde işleyişleriyle” ilgili bilgiler aktardığı konuşmasıyla İklim Forumu’nda yer aldı.
Kaya, önümüzdeki günlerde Çanakkale İçinde’deki köşesinde forumla ilgili izlenimlerini sayfalarımızda paylaşacak.
İklim Forumu Hakkında
Forum’da onlarca sivil toplum kuruluşu, sosyal hareket ve kampanya, fosil yakıt teşviklerinden tarıma, emek hareketlerinden kadın hareketlerine, gençlik hareketlerinden LGBTİ hareketine pek çok konunun iklim değişikliği bağlantısı konuşuldu, adalet talebi dile getirildi. Ayrıca, “İklim İçin Sanatçılar”ın bir birinden anlamlı çalışmaları da salonları renklendirdi.
12 Kasım’da başlayan forumun açılışında Bill McKibben, Jeffrey Sachs gibi önemli isimlerin yanı sıra yerel mücadeleler, gençlik hareketleri, kadın hareketleri ve sosyal adalet hareketlerinden temsilciler de bulundu. 13 Kasım’da tüm sosyal hareket, kampanya, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yer aldığı bir sosyal hareketler buluşması ile son bulan etkinlik sonunda halkların iklim değişikliği konusunda G20’den taleplerini içerecek bir manifesto açıklandı.
Yorumlar...
Henüz yorum yok...