“Erkekler 50 Yaşından Sonra Yılda Bir Kez Prostat Kanseri Taraması Yaptırmalı”

25 Eylül 2014

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)’nden Tuncay Ak, Üroloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Eyüp Burak Sancak ile Çanakkale’de en çok hangi ürolojik hastalıklarla karşılaşıldığını ve sağlık alanındaki gelişmeler ile Çarşı Polikliniği ile ÇOMÜ Tıp Fakültesi üzerine bir röportaj gerçekleştirdi:

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi’nin Nedime Hanım Yerleşkesi’nde bulunan ve 2012 yılında hizmete açılan Çarşı Polikliniği’ndeyiz. Öylesine huzurlu ve sakin bir ortam var ki adeta özel hastane formatı ve kalitesinde.
Üroloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Eyüp Burak Sancak ile Çanakkale’de en çok hangi ürolojik hastalıklarla karşılaşıldığını ve sağlık alanındaki gelişmeler ile Çarşı Polikliniği ile ÇOMÜ Tıp Fakültesi’ni konuştuk. Sancak 50 yaşını aşan her erkeğin yılda bir defa prostat kanseri taraması yaptırması uyarısında bulundu.

Hocam sizi tanıyabilirmiyiz?
İsmim Eyüp Burak Sancak. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışıyorum. Üroloji ana bilim dalında Yrd. Doç. olarak görev yapıyorum. Yaklaşık iki yıldır Çanakkale’deyim. Daha öncesinde 2000’de Pamukkale Üniversitesi’ni bitirdim ve oradan uzman oldum. Yaklaşık yedi yıllık uzman hekimim.

Üroloji anabilim dalı hangi hastalıklarla ilgilenir hocam?
Üroloji denilince ilk akla gelen şey erkek hastalığı yani erkeklerde görülen durumlar. Üroloji denildiğinde böyle bir inanış böyle bir kanıksama var halk arasında ama tamda böyle değil. Hastalarımızın %30 %40 kadarını bayan hastalar oluşturuyor. Özellikle prostat hastalığıyla ilgileniyoruz erkeklerde ama bunun haricinde mesela böbrek tümörü, mesane kanseri, taş hastalığı ile ilgiliyiz. Taş böbreklerden idrar kanalının ucuna kadar her yeri tutabiliyor, her yerde farklı bir kimlik oluşturuyor, farklı bir tedavi seçeneği oluşturuyor. Üretar hastalıkları, testis hastalıkları bunların hepsiyle ilgileniyoruz. Bayanlarda idrar kaçırma, mesane sarkması gibi hastalıklarla ilgileniyoruz. Bunların tamamı bizim alanımıza giriyor.

Çanakkale’de en çok karşılaştığımız ürolojik hastalıklar nelerdir?
Ben daha önce Karadeniz Bölgesinde çalıştım. Orada çok fazla kanser hastalığı ile karşılaşıyorduk. Travma çok oluyordu, biraz sinirli bir memleketti. Çanakkale’de kanser ve travma, Türkiye standartlarına benzer şekilde benzer oranda gözüküyor. Biz Üniversite Hastanesi olduğumuz için bu hasta gurubuna daha özel ilgi alaka gösteriyoruz ve hastalarımız bu konu ile ilgili daha fazla bize baş vuruyorlar. Prostat kanseri olsun, böbrek tümörü olsun, testis tümörü olsun bu konularda hastalarımız mevcut. Bu hastalıklarla başvuran hastalarımıza gerekli tedavi planlamasını ve cerrahi müdahaleleri yapıyoruz. Bunun haricinde özellikle 50 yaşından sonra başlayan 70 yaşından sonra pik seviyeye çıkan erkeklerin %80’inde olan prostat hastalığı kanserden farklı bir durum, bu idrar yapma güçlüğü ile kendini gösteriyor. Gece idrara uyanma kesik idrar yapma sık idrara çıkma gibi şikayetlere neden oluyor. Onun haricinde az önce bahsettiğim gibi idrar kaçırma sıklığı bayan hastalarımızda çok fazla, onlarla ilgileniyoruz. Çocuk hastalarımız geliyor, onların bazı problemleri olabiliyor. Gece kaçırması gibi yumurtalığın inmemesi gibi böbrek animalleri gibi durumlar olabiliyor. Tüm bu hastalıklarla ilgileniyoruz. Çanakkale’de yoğunluklu olarak gördüğümüz erkeklerde prostat bayanlarda idrar kaçırma diyebiliriz. Çocuklarda da gece idrar kaçırma.

Ülkemizde özellikle ürolojik vakalarda insanların rahatsızlıklarını dile getirme, ifade etme konusunda sıkıntıları olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye bu konuda biraz sıkıntılı bir ülke. Ben Türkiye’de İç Anadolu bölgesinde, Doğuda, Karadeniz’de ve son olarakta burada çalıştım. Çanakkale yine diğer bölgelerimize göre bu tür problemlerini ifade etme sorunu daha az olan bir il olmasına rağmen Avrupa standartlarının altında. Yani Avrupa’da bir çok insan yaşadığı herhangi bir cinsel problemi, ürolojik problemi gidip hekime danışabilirken, burada 10 hasta başvuruyorsa bu 10 hastanın 2’sinde bir sıkılma, konuya girememe,kendisini ifade edememe problemi görüyoruz. Yine Çanakkale bu konuda iyi bir şehir diye biliriz. Hastalarımız daha bilinçli ve modern. Bu yüzden daha rahat ifade edebiliyorlar kendilerini diğer illere ve bölgelere göre.

Çarşı polikliniğini soralım, ne gibi faydaları oldu Çanakkale halkına? Burada çalışan bir hekim olarak düşünceleriniz neler?
Çarşı polikliniği burada halkın ulaşım problemini çözmek adına istedikleri an ulaşabilecekleri çarşıya dolaşmaya geldiklerinde, sıkıntılarını gelip rahatlıkla danışabilecekleri bir poliklinik olarak görev üstlendi. Burada görüyorsunuz sakinliği, nezih bir ortam var, güzel bir ortam var. Sağlık problemini hızlıca giderme var. Hasta çok kuyruk beklemeden, sıra beklemeden gelip muayenesini olup tetkiklerini yaptırtıp aynı gün sonuçlarını alıp aynı gün tedavi planlamasını yaparak gidebiliyor evine. Kepez biraz daha yoğun, diğer hastaneler çok daha yoğun iken burada sanki özel hastane, özel muayenehane, özel poliklinik havasında kişiler rahat bir şekilde muayenesini olup gidebiliyorlar. O yüzden bence burası ilerde belki çok daha popüler olup çok daha yoğunlaşabilir. Terapi havası olan bir hastane, çok güzel bir bina. Restorasyonu da çok güzel yapılmış. Hastalar açısından da kolaylık hekimler içinde böyle bir yerde çalışmak güzel bir duygu.

Son yıllarda Türkiye özellikle sağlık alanında ciddi anlamda gelişim gösterdi. Sağlıkta geldiğimiz nokta taraflı tarafsız herkesin ilgisini çekiyor, takdir topluyor. Bunun yanında ÇOMÜ Tıp Fakültesi’de güzel gelişmeler gösterdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de sağlık adına dünyadaki gelişmelere paralel bir gelişim sözkonusu. Eskiden bir konu ile ilgili gelişme yapıldığında Türkiye’ye bunun uyarlanması, adaptasyonu ve başlanması bir 5-10 yıl alabiliyorken artık anında bir reaksiyon sözkonusu. Tüm gelişmeler anında Türkiye’de aynı anda güncelliğini koruyabiliyor. Üroloji adına dünya literatüründeki yapılan gelişmeleri Türkiye olarak çok iyi takip ediyoruz. Her türlü yeni tedavi yeni cihaz yeni müdahale prosedürü Türkiye’de hemen uygulamaya geçiyor. Bununla ilgili üroloji grubu olarak Türkiye’deki ürologlar olarak iyi bir grubumuz var. Bir konuyla ilgili gelişme olduğunda bununla ilgili kurslar düzenleniyor, eğitimler veriliyor, kongreler düzenleniyor ve hekimler bilgilendiriliyor. Diğer hekimlerin yetilerinin arttırılması amaçlanıyor ve sağlanıyor. O yüzden Türkiye’nin dünyadaki güncel tıp literatürünü iyi takip ettiğini ve uyum sağladığını düşünüyorum.
Çanakkale’nin de bu manada güncel tıpı takip konusunda önde giden, lider olan şehirlerden biri olduğunu düşünüyorum. Yeni hastane yapıldıktan sonra fiziki koşullarımız daha iyi bir konuma geldikten sonra daha iyi koşullarda çok daha iyi hizmet verebileceğimizi düşünüyorum. Ben daha önce Giresun’da çalıştım. Giresun’dan buraya yaklaşık 15 tane hastam ameliyat için geldi. Hastanenin fiziki koşulları çok önemli. Gelen hastam bir sonraki kontrolüne gelemeyebiliyor ortamı gördükten sonra. Yeni hastaneye geçtiğimizde en azından bu handikapı ortadan kaldırmış olacağız. Bazı cihazlara ihtiyacımız var. Bunlarla ilgili girişimlerimiz sürüyor. Çanakkale halkının çok rahat olacağını, İstanbul’a, İzmir’e, Ankara’ya gitmek zorunda kalmayacakları çok güzel bir ortam olacağını düşünüyorum. Saydığım şehirlerde yapılan tüm tedaviler üroloji bölümü adına burada yapılabilmekte. Başka şehirde yapılıp burada yapılamayan belki bir belki iki tane müdahale vardır. Onun haricinde %99’u burada tüm hastalara bu imkan sunuluyor. Onların problemleri giderilebilmekte.

Son olarak prostata gelelim. Erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğunu biliyoruz. Prostat hastalığı ve prostat kanseri arasındaki fark nedir? Bunu açarmısınız?
Prostat dediğimizde, hemen aklımıza prostat kanseri geliyor. Prostat kanseri ve prostat hastalığı iki farklı olay. Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türü. Prostat kanserine neden olan etkenler arasında araştırmalarda pek çok neden bulunmuştur. Genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları, diyetsel özellikler, çevresel faktörler var. Kanserden korunmak adına aslında çok fazla yapılabilecek bir şey yok. Şunu yemeyeyim, şunu yapmayayım diyebileceğimiz bir şey yok. Sadece şunu yapabiliyoruz. Kanserin erken teşhisi mümkün. 50 yaşından sonra her erkek hastamızın prostat kanseri taraması için yılda bir kez üroloji polikliniğine gelmelerini öneriyoruz. Çünkü 70 yaşın üstünde erkeklerin %80’inde prostat kanseri gelişiyor. Bu çok ciddi bir oran. İleride böyle bir hastalığı olup olmadığını anlayabilmek için taramadan geçmesi lazım. Basit bir muayene ve kan tahliliyle hastalığın olup olmadığının %90 tanısını koyabiliyoruz. 50 yaşından sonra her yıl gelmesi lazım. Tanı konulmasının yaşı çok önemli, erkenliği çok önemli. Erken tanı konulduğunda sağ kalımı %90 oranında çıkartabilirken geç tanı konulduğunda vücuda yayıldığında, kemiklere yayıldığında diğer organlara yayılım olduğunda bu durumda sağ kalım oranları %30’lara kadar düşebiliyor. O yüzden erken teşhis çok önemli. Her erkeğin 50 yaşından sonra yılda bir kez üroloji polikliniğine gidip prostat kanseri taramasına geldim cümlesini kurması onlara yaşamlarında çok büyük avantaj sağlayacaktır. Gelecekte basit bir müdahale ile bir tedavi ile bu hastalıktan kurtulabilmelerinin yolunu açacaktır. Dolayısıyla hayatlarının uzaması sağlanacaktır. Diğer hastalığa gelecek olursak iyi huylu prostat büyümesi diyebiliriz. Prostat kanseri hiçbir şekilde belirti vermeyebilir. Gece idrar yapma zorluğu, gece ikiden fazla idrara uyanma, idrar yapma sıklığı arttıysa, idrar yapmanın tazyiği azaldıysa bu prostat hastalığının belirtileridir. Yılda bir kez yapılan kontrolde bu hastalıkta değerlendiriliyor. Bununla ilgili problemleri varsa buna yönelikte tedavisine başlanıyor. Basit bir hap tedavisiyle bu şekilde kurtulabiliyor. Gece idrar yapmak için uyanmak hastalarda çok ciddi problemlere neden olabiliyor. Hatta şöyle araştırmalar yapılmış. Prostat hastalarında kalça kırığı oranına bakılmış, ne alakası var diyeceksiniz. Hasta kalkıp gece tuvalete giderken yolda ayağı kayıp düşüyor ve kalça kırığı oluşuyor. Prostat hastalarında kalça kırığı daha fazla görülmüş. Bu kadar hayatı etkileyen bir hastalık. Bunu bir veya iki hapla geçirebilmek mümkünken hastalarımız kendilerine işkence çekmek yerine böyle sıkıntılar yaşamak yerine bir üroloji uzmanına başvurduklarında bu hastalığın tedavisi basit bir şekilde yapılabilmekte ve hayatlarına daha rahat bir şekilde devam edebilmekteler. Hastaların hayat kaliteleri artabilmektedir.

[comu.edu.tr]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir