Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi: “Milli Katliam!”
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Çanakkale İl Örgütü, Soma’daki maden ocağında meydana gelen felaketle ilgili yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Maden kenti Soma’da yüzlerce madenciyi kaybettik, kayıp sayısı giderek artıyor ve kamuoyu doğru bilgilendirilmiyor.
Halen ocakta mahsur durumda bulunan işçi sayısı bilinemiyor. Bu kadar büyük bir acıya yol açan nedir, trafo patlaması mı, yangın mı, yoksa ikisi mi? o da bilinmeyenler arasında. Soma’da ölüm üzerinden bile yalan söyleniyor!
Acımız büyük, Hükümetin milli yas ilan etmesiyle telafi edilemeyecek kadar büyük!
“Serinkanlı davranmak, partizanca sözler ve davranıştan kaçınmak” herkesin ortak söylemi(!) O zaman, serinkanlı bir şekilde bazı hatırlatmalarda bulunabiliriz:
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) 2005’te Soma madenini özel sektöre devretti. Şirket sahibinin medyaya yansıyan anlatımından karlarının tavan yaptığı anlaşılıyor.
Soma işletmesinde TKİ’nin 140 dolara ürettiği bir ton kömürü 24 dolara üretmekle övünen Soma A.Ş.’nin sırrı nedir?
Bu nasıl oldu? İş yeri güvenlik tedbirleri yeterli miydi? İşçilerin güvenlik teçhizatları var mıydı? İşletmenin havalandırma, elektrik sistemleri, asansör, trafo, vb. bakımı zamanında yapılıyor muydu? İşçilere güvenlik eğitimi veriliyor muydu? Vardiya sistemi nasıldı? Çocuk ve kaçak işçi çalıştırılıyor muydu?
TBMM başkanlığına 23 Ekim 2013 tarihinde verilen Soma Maden ocaklarıyla ilgili bir önerge, 29 Nisan 2014’te, yani daha onbeş gün önce AKP’lilerin “müthiş” direnişleriyle reddedildi. AKP milletvekilleri niçin bu araştırmanın yapılmasını gözü kapalı engellediler?
AKP milletvekilleri “Dünyanın ve Türkiye’nin en iyi şartlara sahip işletmesi” diye göğüslerini siper ettikleri işletmeye, madencilerin cansız bedenlerini yatırdıklarını gördüklerinde hiç utanmayacaklar mı?
Başbakan’ın akıllara durgunluk veren “Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok.” açıklaması; istatistiklere göre AB ülkelerinde 100 bin işçide 1.8, İngiltere’de 0.6 olan ölümlü işçi oranının Türkiye’de 15.5, özel sektörde işçi ölümlerinin kamunun 10 katından fazla olduğu, Zonguldak havzasında 2000-2012 yılları arasında özel ve taşeron ocaklarda devlet ocaklarına göre 12 kat daha fazla işçi ölümü yaşandığı gerçeğini değiştirmiyor.
Başında kömür ve petrolün geldiği fosil yakıtlara dayalı enerji politikaları, hem Türkiye’de hem de bütün dünyada insanlığın bugününü ve geleceğini tehdit ediyor. İnsan sağlığı ve doğa risk altında. Bu politikada ısrarın toplumsal maliyeti ve ekolojik vahameti gün geçtikçe artıyor. Güneşi ve rüzgârı bol bir coğrafyada yaşamamıza karşın, AKP Hükümeti Türkiye’yi karbon yakıtlara dayalı enerji politikalarının stratejik bir istasyonu yapma ısrarından vazgeçmek için daha kaç hayatın sönmesini bekliyor?
Ekonomik büyüme hırsı uğruna işçiyi ve doğayı koruyan her türlü düzenlemeyi “gayri milli” ilan eden, ILO’nun 19 yıl önce hazırladığı Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ne iktidarı döneminde imza koymaktan kaçan Hükümet neyin arkasına saklanacak?
Uyguladıkları politikalarla bu katliama davetiye çıkaran Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları derhal istifa etmelidir.
Katliamdan yaralı kurtulan işçi sedyeye yerleştirilirken “ayakkabılarımı çıkarayım mı, sedye kirlenmesin” diyordu. Ağla sevgili yurdum!
Kaybımız büyük, acımız derin. Bütün madenci camiasının acılarını paylaşıyoruz. Hayatını kaybeden işçi kardeşlerimizin yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Yaşadığımız, 21. yüzyılda insanlık için yastır. Madenci işçilerimize reva görülen “milli cinayettir”.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Çanakkale İl Örgütü
Yorumlar...
Henüz yorum yok...