“Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK” Sergisi Çanakkale’de
Batman, Çanakkale, Diyarbakır ve İzmir’den 24 genci, şehir ve hafıza teması etrafında bir araya getiren, “Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK” sergilerinin sonuncusu Çanakkale MAHAL’de 22 Mart 2014 Cumartesi günü 17:00’de açılıyor. Ocak ve Şubat aylarında sırasıyla İstanbul, Diyarbakır, İzmir ve Batman’da açılan sergide, gençlerin şehir ve hikayelere odaklanan üç fotoğraf projesi, beş kısa belgesel filmi, tüm üretim sürecinin belgelenmesine dayanan bir film ve iki blog çalışması yer alıyor.
Anadolu Kültür ve Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından, Geniş Açı Proje Ofisi ve docİstanbul Belgesel Araştırmaları Merkezi işbirliğiyle yürütülenBAK projesi, 2013 yılı başında farklı şehirlerden gençler arasında, iletişim ve kültürel etkileşimi artırmanın yanı sıra,ortak sanatsal üretime olanak sağlamayı amaçlayan bir proje olarak başladı. Proje kapsamında Batman, Çanakkale, Diyarbakır ve İzmir’den yaşları 18-26 arasında değişen gençler bir araya geldiler, bilmedikleri kentler ve insan hikayeleri ile tanıştılar. Bir yıla yaklaşan süre içinde de bu yeni deneyimlerini, kültürel çeşitlilik ve hafıza, yitirilen/değişen/dönüşen coğrafi ve kültürel zenginlik, insan ve doğanın birbiriyle ilişkisi,şehrin hafızasının mekanlar üzerindeki izleri, kayıplar ve geride kalan mektuplar gibi konulara yoğunlaşarak ortaklaşa gerçekleştirdikleri fotoğraf, video ve blog projelerine aktardılar.
Tüm bu projeler 22 Mart-13 Nisan 2014 tarihleri arasında Çanakkale MAHAL’de izleyicisi ile buluşuyor.
Sergide izleyiciler, gençlerin şehir hafızasına odaklanan, mekanlar ve sesler üzerinden gerçekleştirdikleri çalışmalarına, toplumsal hafızada yer eden olaylara kişisel hikayeler üzerinden yaklaşımlarına ve kamusal alan-şehir ilişkisini sorgulayan projelerine tanıklık edecekler.
Bir etkileşim ve üretim süreci olarak BAK…
BAK kapsamında Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinden gelen, farklı yaşam kültürlerine ve deneyimlerine sahipgençler, 2013 yılı içinde Batman, Çanakkale, Diyarbakır ve İzmir’de düzenlenen atölye çalışmalarına katıldılar. Bu atölye çalışmaları kapsamında gençler konularında uzman danışmanlardan, şehir ve hafıza ilişkisi üzerine eğitimler aldı, şehri araştırmanın yanı sıra, fotoğraf ve video ile belgeleme yöntemlerini öğrendiler.
Anadolu Kültür Proje Koordinatörü Eylem Ertürk, BAK projesi kapsamında gençlerin, kimi zaman kendi hayatlarından yola çıkarak, kimi zamansa kolektif hafızada yer eden olaylara yoğunlaşarak ortak projeler ürettiğini söylüyor. Ertürk, projenin hedefini “şehre, hatırlamak ve anlatmak için birlikte bakmak, geçmişi, bugünle ilişkisi üzerinden tarif etmek ve görüp kayda geçirilenleri ümitli bir bakışla geleceğe bırakabilmek” olarak açıklıyor.
Eylem Ertürk, Çanakkale’ye konuk olan BAK sergisine katılan gençlerin çalışma sürecini ve sergi deneyimlerini şöyle anlatıyor:
“Türkiye’nin doğusundan ve batısından, yakın ve uzak geçmişle kurdukları ilişki birbirinden farklı olan şehirlerden gelen gençler ile birlikte bir yıl boyunca uzun,keyifli ve en önemlisi paylaşımcı bir süreç geçirdik. Bu seyahatte, gençler bir yandan kendi şehirlerini yeniden keşfederken, bir yandan da proje ortaklarının yaşadıkları yerleri ziyaret ettiler, yeni bakış açılarıyla tanıştılar. Çanakkale’den önce İstanbul, Diyarbakır, İzmir ve Batman’da düzenlediğimiz sergilere katılım ve ilginin yoğunluğu, genç fotoğrafçı ve yönetmenlerin izleyiciyle buluşmaları hepimiz için çok heyecan vericiydi. Sergilenen çalışmalara olan ilgi, gençlere inancımızı tazeledi. Serginin, gençlerin uzun süreli ortak üretimine dayanan bir çalışmanın ürünü olmasının ve duygusal yoğunluğu yüksek hikayeler kadar sokaktan ve insanı gülümseten hikayeleri de içermesinin bu ilgide etkili olduğunu düşünüyorum.
Hatıra fotoğraflarımızı nerelerde çekeriz?
İzleyiciler sergide,< strong>Hatırla, Bir Rüyaya Yolculuk ve Grafiti Gençler adını taşıyan fotoğraf projeleri ile şehrin hafızasını taşıyan mekanların, insanların hatıralarındaki yerine tanıklık etme fırsatı yakalıyor.
Hatırla,“Hatıra fotoğraflarımızı nerelerde çekeriz” sorusuna yanıt arıyor. Esra Ekinci (Batman), Sanaz Atasaygın (İzmir) ve Şerife Gamze Kulaç’ın (Çanakkale) yürüttüğü Hatırla fotoğraf projesi, dört şehirde 1950’lerden bugüne dek çeşitli tarihlerde çekilmiş hatıra fotoğraflarını arşivlerden çıkarıyor ve bugünkü görünümleriyle yan yana getiriyor. Fotoğraflar bir yandan, şehirlerdeki mekanların nasıl korunduğunu veya dönüştüğünü mercek altına alırken diğer yandan insanların hatıra fotoğrafı çekmek için seçtikleri mekanların şehrin hafızasındaki yerine farklı bir gözle bakmamızı sağlıyor.
Faili meçhul bir cinayetin izlerini taşıyan yakın kişisel tarih
Sergideyer alanbir diğer fotoğraf projesi de Cihangir Duyar (Çanakkale) ile Ekim Ruşen Kapçak’ın (Diyarbakır) birlikte yürüttüğü Bir Rüyaya Yolculukhikayesi. Proje, Ekim Ruşen Kapçak’ın 1980’lerde hapishanede bulunan babası Hatip Kapçak ile dışarıdaki annesinin mektuplaşmaya dayanan iletişimlerini keşfetme sürecini anlatıyor. 1992 yılında faili meçhul bir cinayet sonucunda hayatını kaybeden gazeteci Hatip Kapçak’a odaklanan çalışmada Duyar ve Kapçak, o dönemde yaşananlara dair hakikati, cezaevinden gönderilen mektuplar, geride kalan insanlar, mekanlar ve fotoğraflar üzerinden bulmaya çalışıyorlar.
Mücadelenin coğrafyası, Diyarbakır…
Sergide, fotoğraf projelerinin yanı sıra gençlerin çektiği Dengên Bajêr (Şehrin Sesleri), Dîjle (Dicle), Güvenli bir Film, Babamların Çobanı ve Bir Dağın Başı… isimli 5 kısa metraj belgesel film de izleyici ile buluşuyor.
Ferda Yılmazoğlu (Diyarbakır) ve Pınar Pamuk’un (Çanakkale) yönetmenliğini üstlendiği Bir Dağın Başı… adlı 16 dakikalık belgesel film bunlardan biri. Film, 1990 sonrasında özellikle Kürtlerin yaşadığı güneydoğu coğrafyasında gerçekleşen faili meçhul cinayetler veya zorla kaybetmeler sonucunda aile fertlerini yitirmiş insanların ?kemik mücadelesini’ ele alıyor. Kaybedilen ve mezarsız binlerce insana ait hikayelerden ikisine odaklanan film, kayda aldığı coğrafyayı, hatırlamanın ve mücadelenin mekanı olarak konumlandırıyor.
Doğayla insanın bitmeyen ilişkisi: “Dicle”
Dîjle (Dicle) ise Ali Özkan (İzmir) ve Arif Temel’in (Diyarbakır) yönetmenliğini yaptığı, 19 dakikalık kısa metraj bir belgesel. Film, Diyarbakır’dan yola çıkarak Dicle nehrinin kaynağı olan Hazar Gölü’ne kadar takip ettiği güzergah üzerinde, süre gelen ve tahrip edilen hayatı kayda alıyor. Film, nehrin sakinlerinin gözünden geçmişi bugüne bağlarken, izleyiciyi tüm coğrafya üzerinde düşünmeye çağırıyor.
Gözetlenerek güvende olmak
Fatma Çelik (Diyarbakır) ve Musa İrşi’nin (İzmir) yönettiği Güvenli bir Film adlı kısa film projesi ise sokakta ve bir çok kamusal mekanda izleniyor olduğumuz gerçeğinden yola çıkarak, sokaktaki insanın güvenlik algısını soruluyor. İzmir ve Diyarbakır’da çekilen filmde, kamusal ve özel alanlarda gözetlenen insanların, güvenlik kameralarına yönelik algılarını hem olağan hem de şaşırtıcı bir dille anlatımlarına tanık oluyoruz.
Sergide ayrıca BAKarken ve BAK Günlükleri adı altında iki proje daha bulunuyor. İlk proje BAKarken adlı belgesel film çalışması. Film, Şilan Okut’un (Diyarbakır) yönetmenliğinde BAK projesinin tüm süreçlerini anlatırken, proje sırasında yaşanan karşılaşmaları, tanışmaları ve etkileşimleri aktarıyor. İkinci projede ise Kenan Onur (Diyarbakır) ve Gökhan Özdemir (Batman) yarım kalan çekim süreçlerini ve projelerinin ön çalışma safhasını BAK Günlükleri başlığı altında iki ayrı blogda paylaşıyorlar.
Projeye Katkı ve İşbirlikleri
Anadolu Kültür ve Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından yürütülen; Charles Stewart Mott Vakfı, Açık Toplum Vakfı, İsveç Başkonsolosluğu ve A.B.D. İstanbul Başkonsolosluğu tarafından desteklenen BAK projesi sürecinde düzenlenen eğitim ve atölye programları, Geniş Açı Proje Ofisi ve docİstanbul Belgesel Araştırmaları Merkezi işbirliği ile gerçekleşti. Sergilenen çalışmalar, fotoğraf alanında Geniş Açı Proje Ofisi’nden Refik Akyüz ve Serdar Darendeliler’in, video alanında docİstanbul’dan Can Candan ve Berke Baş’ın, kültürel incelemeler ve sosyal bilimler alanında ise İrem İnceoğlu ve Zeynep Gönen’in danışmanlığında yürütüldü.
Proje kapsamında yürütülen atölyeler dışında pek çok etkinlik ve söyleşi de düzenlendi. Batman, Çanakkale, Diyarbakır ve İzmir’deki atölye ve etkinlikler Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sümerpark Sosyal Yaşam Merkezi, Diyarbakır evi, Mona Kahve Evi, Batman Kültür ve Sanat Derneği, Çanakkale Mavitay Çocukların Kültür Evi, Yalı Hanı, Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi, İzmir Fransız Kültür Merkezi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ermenistan Türkiye Sinema Platformu, Nar Photos, Tepekule Kitaplığı ve Bir Zamanlar Yayıncılık ile işbirliği içinde gerçekleştirildi.
Nikon ? KarfoKaracasulu, Sigma ? Foto Pro Fotoğraf Malzemeleri ve Erkayalar Fotoğrafçılık’ın da katkıda bulunduğu BAK projesi sergileri İstanbul DEPO, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Amed Sanat Galerisi, İzmir Fransız Kültür Merkezi, Batman Belediyesi Yılmaz Güney Sinema Salonu, Batman Valiliği Gençlik ve Kültür Evi ve Çanakkale MAHAL işbirliğiyle gerçekleştirildi.
PROJEYE KATILAN GENÇLERDEN SERGİ HEYECANI
Esra Ekinci (Hatırla, fotoğraf projesi)
“Hayata farklı bakış açılarından bakmamızı sağlayan çalışmalarımızı seyretmek gurur ve heyecan verici. İzleyicilerin çalışmalarımıza gösterdikleri yoğun ilgi ise bu duyguları katlandırıyor. Şehrin belleğini belgelemek de ayrı bir tat oldu benim için. Beklediğimin üstünde deneyim ve etkileşim yaratan bir proje oldu BAK projesi…”
Serdar Bayram (Şehrin Sesleri, kısa metraj belgesel film)
“Bizim için tüm çalışmaları ilk defa bir arada görmek ve bu çalışmaların izleyici tarafından nasıl karşılandığını, onların bakışlarından ve yorumlarından anlamak ve duymak çok önemli. Çalışmalarımızın bizde uyandırdığı heyecanı ve duyguları izleyicilere yansıttığımıza inanıyorum.”
Ali Özkan (Dicle, kısa metraj belgesel film)
“İlk defa belgesel film üreten biri olarak, bir yıla yakın bir süreyi kapsayan projemizin hazırlığı ve çekimi gibi aşamalardan sonra filmimizi sergide izleyiciler ile paylaşmak inanılmaz heyecan verici. Artık tanışık olanlar dışında genel izleyiciye bir mesaj veren 20 dakikalık bir filmimiz var. Bu film, proje arkadaşım Arif Temel ile birlikte ortak derdimiz olan, nehrin tehlikeli değişimine dikkat çekebilme şansımız. Filmimizin özellikle Diyarbakır’da düzenlenen sergideki gösterimi çok farklı duygular yaşattı bize. Kadim Dicle’nin hayat verdiği kentlerden sadece biri olan Diyarbakır, heyecanlı sanatseverleri ile, filmde vermek istediğimiz mesajı Dicle’nin sakinlerine gösterme şansı bulduğumuz yerdi. Dikranagard’ın tarihsel ruhu içinde bereketli Dicle’nin şehrinde bir iş üretip bunu izleyici ile buluşturmak hem onur verici hem de önemli bir iş yapmanın mutluluğu idi…”
Yorumlar...
Henüz yorum yok...