“Kurban Bayramı’nda Sağlığınızı Kurban Etmeyin!”

10 Ekim 2013

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Zeynep Sivaslı yaklaşan kurban bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada Kurban Bayramı’nda sağlığınızı kurban etmeyin diyerek; “Tatilin uzun olmasıyla birlikte hareketin azalacağı ve et tüketim miktarında artış olacağından bizler için kırmızı alarm da yanıyor” dedi. Sivaslı, bayramlarda beslenme düzenimizde büyük değişiklikler olduğunu, bu dönemlerde beslenmemize daha da dikkat etmemiz gerektiğini söyleyerek önemli bilgiler verdi:

“Kurban telaşı ve ziyaretler nedeniyle öğün saatlerimiz ve öğündeki örüntümüz değişir ve hareketlerimiz kısıtlanabilir. Kurban Bayramı’nda kırmızı et tüketimi artışının da devreye girmesiyle birlikte metabolizma olumsuz etkilenebilmektedir. Sağlıklı beslenmede bizlerin kullandığı 4 yapraklı yoncanın bir yaprağı da et grubudur. Bu grup protein, demir, çinko, B vitaminlerinden zengindirler. Aynı zamanda yüksek oranda doymuş yağ ve kolesterol içerirler. Bu yüzden özellikle kilo problemi, yüksek tansiyon, şeker, kalp-damar ve mide hastalıkları olanların, et tüketiminin arttığı Kurban Bayramı’nda daha dikkatli olmaları gerekmektedir.”

Bayramda et tüketmemeli miyiz?
Sivaslı, vücudumuz için gerekli olan bir besin grubundan uzak durun demenin yanlış olacağını, burada ete uygulanan pişirme tekniği ve miktarı konusunda önerilerin devreye girmesi gerektiğini vurgulayarak “Et için en uygun pişirme yöntemi nemli ısıda pişirme yöntemidir. Etlerin haşlama, ızgara veya fırında, az yağlı veya yağ eklenmeden pişirilmesi sağlık açısından önem teşkil eder. Etin ateş ile mesafesini iyi kontrol etmek gerekir. Ateşe yakın pişen etlerde kanserojen maddeler artar. Tüketilen etin miktarı da oldukça önemlidir. Ziyaretlere gittiğimizde de et ikramlarının olabileceğini düşünerek kendimizi sınırlamaya gitmeliyiz. Pişirme sırasında etin yağsız kısımlarını tercih etmek ve pişirme yöntemi olarak ızgara veya haşlama yöntemini kullanmak gerekir. Ancak kültürümüzde yer etmiş, gelenek haline gelmiş kavurmanın da bayramda tüketimi oldukça artmaktadır. Kavurmayı tereyağı ve kuyruk yağı ilave etmeden kendi suyu ile kısık ateşte pişirmek gerekir. Etin kendi içinde barındırdığı yağ yeterli olacaktır.” dedi.

Tatlı yiyelim tatlı konuşalım!
Kurban Bayramı’nda etin sofralarda bol miktarda bulunmasının yanı sıra bayram olması nedeniyle tatlı tüketimi de artmaktadır. Sağlık açısından bu durumun büyük bir risk oluşturduğunun altını çizen Sivaslı, “Tatlı tüketmeyin demek çok da uyulası bir öneri olmayabilir. Ancak şerbetli hamur tatlıları yerine süt ya da meyve tatlıları tercih edin. İkram edilen çay ve kahveyi olabildiğince az ve şekersiz tüketin. Her gittiğiniz yerdeki tüm ikramları kabul etmeyin ya da az miktarlarda tüketin; ‘tadımlık tüketim’ yoluna gidin. Yemenizi kontrol altında tutmazsanız kilo artışı dışında hazımsızlık, mide yanması, gaz gibi bağırsak şikâyetleriniz de olur. Tüketiminizi dengede tutabilmek adına ziyaretlere çok aç gidilmemelidir” dedi.

‘Tatil çok – hareket az’ olmamalı
Bayram tatilinin uzun olmasıyla insanların yoğun giden hayatlarına bir mola vererek, nefes alma, dinlenme yolunu seçeceklerini ifade eden Sivaslı, ancak beslenmede meydana gelen değişikliklerle doğru orantılı olarak hareketi hayatımızdan çıkartmamak gerektiğine, et ve tatlı tüketiminin diğer günlerimize göre artış göstereceği bayram tatilinde fiziksel aktiviteyi atlamamak gerektiğine, her gün yarım saat/kırk dakikalık yürüyüşün fiziken, ruhen kendimizi dinç hissetmemizi sağlayacağına vurgu yaptı.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Zeynep Sivaslı son olarak et hakkında bilmemiz gereken önemli noktaları belirtti:

  • Kas hareketi hayvan kesildikten sonra da bir süre devam eder ve kasın hareket halinde kalması sertleşmesine yol açar. Etin bekletilmeden tüketilmesi durumunda sert olur ve sindirimi zor olur.
  • Ete uygulanan pişirme yöntemi sağlık açısından oldukça önemlidir. İyi beslenmemiş hayvanların etleri ile hayvanın çok hareket eden yerlerinin etleri serttir. Bağ dokusu fazla olan etler için nemli ısıda pişirme tekniği tercih edilmelidir. Sulu pişirme yönteminde de kayıpları önlemek adına az su ile pişirmeli ve pişirme suyu dökülmemelidir.
  • Et grubu proteinden zengin olduğu için sıcağa karşı duyarlıdırlar. Havaların sıcaklığındaki artışa dikkat edilmeli ve uygun sıcaklıklarda dolaplarda saklanmalıdır.
  • Etli sebze-kurubaklagil yemeklerine yani et kullandığınız yemeklere yağ ilave etmeyin. Etin dokuları arasındaki iç yağ sıcaklıkla erir ve yemeğinize lezzet katar.
  • Çok yüksek ısıda etin pişirilmesi su kaybının fazla olmasına, besin kaybının artmasına, etin dış kısmının yanmasına ve iç kısmının çiğ kalmasına neden olabilir.
  • Izgara yapılırken sık sık çevirme yapılırsa fazla su kaybı olur ve et sertleşir.
  • Et yemeklerinin yanında C vitamin içeriği oldukça zengin olan salataları bol miktarda tüketin. Böylelikle etten alınan demirin emilimi artmış olur, aynı zamanda etin çok fazla içermediği C ve E vitaminlerinin temin etmiş oluruz.
  • Etleri birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayırarak, buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklayın.
  • Etler potansiyel riskli besinler olduklarından çözdürüldükten sonra hemen pişirin, tekrar dondurmayın.
  • Sakatat dediğimiz organ etlerinin yağ oranı daha yüksektir. Mümkün olduğu kadar uzak durun.

[comu.edu.tr]

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir