Ülgür Gökhan’dan Yat Limanı Projesiyle İlgili Basın Toplantısı
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan son günlerde gündemde yer alan yat limanı projesiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek üzere CHP İl Başkanı Hamza Karagöz ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Son günlerde AK Parti tarafından yat limanı projesiyle ilgili yapılan eleştirilere Cumhuriyet Halk Partisinden ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’dan yanıt geldi. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Hamza Karagöz CHP’nin kesintisiz 25 yıllık yerel iktidarlığında kente neler yaptığını Çanakkale halkının gayet iyi bildiğini belirterek; “CHP hiçbir zaman yatırımlara karşı olmamıştır. CHP kent halkının hassasiyetini her zaman dikkate almıştır. Çevresel faktörleri göz önüne almadan bir yerel yönetimin kendi başına vereceği bir karar değildir. Bu karar bütün Çanakkale’nin olmalıdır. 25 yıllık sosyal demokrat iktidarlığımızda her şeyi Çanakkale halkına sorduk ve sormaya devam ediyoruz. Çevreye zarar veremden yatırımları en iyi şekilde gerçekleştirmek üzere çabalarımıza devam edeceğiz. Çanakkale hiçbir zaman kavganın kenti olmayacak. Çanakkale her zaman barışın ve demokrasinin kenti olacaktır. Bundan sonraki süreçte de demokrasi içerisinde seçimlere gideceğiz. Bu seçimlerde CHP olarak Çanakkale halkıyla birlikte 25 yıllık iktidarlığımızın devamını nasıl ezici bir çoğunlukla sağladığımızı herkes görecektir. Kimsenin iştahı kabarmasın. Çanakkale halkının yaşam tarzı ve yaşama bakış açısı hiçbir zaman CHP’nin görüşlerinin dışındaki bir görüşe geçit vermeyecektir. Bu da böyle bilinsin” dedi.
“Seçim kitapçığımda yat limanı var”
Beldiye Başkanı Ülgür Gökhan’da gündemden düşmeyen yat limanı projesi ile ilgili bilgi vererek; ” Seçimler için hazırladığımız kitapçığın içerisinde Çanakkale Barbaros Marina diye bir bölüm var. Yani ÇTSO açıklamasında olduğu gibi bu kitapçıkta ve belediyenin stratejik planında Barbaros da uygun bir alanda bir marina ve bir balıkçı barınağı olması noktasında öngörümüz vardı. Bu bir öngörüdür. 2009 yerel seçimleri bittikten sonra Aralık ayında Kasım ayı meclisinde görüşüldükten sonra Aralık ayında o zamanki Ulaştırma Bakanlığı şimdi konunun ilgilisi olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Demir yollar, limanlar Hava İnşaatı Genel Müdürlüğü’ne bir yazımız var. Benim imzamla bir yazımız var. Bu yazımızda ‘Kentimiz Barbaros Mahallesi ekli krokide gösterilen alanda, eski tekel şarap fabrikası ve Akfa fabrikasının bulunduğu alanın kıyı kesiminde bir yat limanı ve balıkçı barınağının yapılmasının uygun olacağına’ demişiz. Meclis tarafından da bunun uygun bulunduğuna dair bir yazımız var. Burada yat limanı ve balıkçı barınağı yapılması konusunda gerekli incelemelerin yapılarak tarafımıza bilgi verilmesi diye bir yazı yazmışız. Konu ile ilgili genel müdürlüğe destek olmak amacıyla bütün planları ve projeleri ekinde yollamışız. Dosya Çanakkale Belediye Meclisi’nde mevcuttur.
Bakanlığa bağlı olan Genel Müdürlük bize 29 Temmuz 2010 tarihinde yazı yazmış. Genel Müdürlük yazısında ‘Evet dilekçenizi aldık. Fakat söz konusu talep bakanlığımızca yürütülen balıkçılık kıyı yapıları durum ve ihtiyaç çalışmasıyla turizm kıyı yapıları mastır plan çalışması sonuçları çerçevesinde değerlendirilecektir’ demiş. Biz de tamam demişiz. Bu arada Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası girişimiyle o bölgede bir yat limanı yapılma projesiyle ilgili çalışma başlamış. Bu projenin bizimde öngörümüz olduğu için bu projenin o bölgede uygun bir alana yapılabilmesi için belediye meclisinden kurulacak olan bir şirkete ortak olma yani işletecek bir şirkete ortak olunması noktasında Çanakkale Belediye Meclisi’nden 100 bin TL’ye kadar bir yetki almışız belediye başkanlığı olarak. Yani meclis ‘ben sana 100 bin TL’ye kadar yetki veriyorum. Bu konuyla ilgili kurulacak şirkette yer alabilirsin’ demiş. Belediyenin dışında burada Valilik, Hüseyin Akif Terzioğlu Vakfı, GESTAŞ ve ÇTSO’nun oluşturacağı bir şirket kanalıyla yat limanı projesi takip edilecek. Fakat henüz böyle bir şirket kurulma aşamasına geçmemiştir” diye konuştu.
“Yer konusu hep tartışıldı”
ÇTSO’nun ÇED raporuyla ilgili süreci başlattığını kaydeden Gökhan; ” ÇED süreci tamamlandı ve kamuoyuyla paylaşıldı. Bu arada Çanakkale kamuoyunda Kent Konseyi’nde özellikle bu konu tartışıldı. Fakat Kent Konseyi’nden yat limanının Sarısığılar denilen alanda yapılmaması noktasında bir irade çıktı. Bu irade çıktığında ‘Kent Konseyi neci oluyor? Siz kimsiniz?’gibi tepkilerle karşı karşıya kalındı. Kent Konseyi, hadi şurada bir kent konseyi oluşturuverelim denilen bir kuruluş değildir. Kent Konseyi, 5393 sayılı belediye yasasının içerisinde yer alan ve kurulması zorunlu olan ve kent halkının düşüncelerini ifade edebileceği bir platformdur. Bu yasayla kurulmuştur. Belediye Yasası içerisindedir ve belediyeler bunu kurmak zorundadır. Bu nedenle ‘Siz kimsiniz’ gibi bir ifade kent halkının iradesine saygısızlıktır” şeklinde konuştu.
“Dosya imar komisyonunda görüşüldü”
Çalışmalar dahilinde ÇTSO tarafından Çanakkale Belediye Meclisi’ne imar plan tadilatı dosyasının sunulduğunu ifade eden Başkan Gökhan; ” Yani hem o alan hem de onun önündeki deniz içerisindeki 608 kapasiteli yat limanını içeren bir plan tadilatı geldi. İmar Komisyonu’nda bu görüşüldü. İmar Müdürlüğü bu konudaki raporunu komisyona sundu. İmar Müdürlüğü’nün komisyona sunduğu rapora göre ki, burada bunu belediye meclisine havale ediyoruz. ‘Taşınmazın deniz tarafında kalan alanının yetkili kurum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yat limanı olarak onanmak üzere sunulacağı plan raporunda ifade edilmiştir’ bunu ticaret ve sanayi odası diyor. Bize dosya sunarken ‘Buranın deniz tarafı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yat limanı olarak onanmak üzere sunulacaktır’ diyor. İmar Müdürü de ‘1/25000 ölçekli kuzey Çanakkale kıyı kesimi çevre düzeni planlarında yat limanına ait herhangi bir planlama kararı bulunmamaktadır’ diyor. Yani, büyük yatırımların 1/25000’lik planlarda çevre düzeni planlarında yer alması gerekir. Bizim elimizdeki 25000’lik planda bu alanın böyle bir alan olarak tescili söz konusu değil. Zaten 1/25000’lik planı belediyenin yapması söz konusu değil. 1/25000’lik plan İl Özel İdaresi İl Genel Meclisi tarafından yapılan bir plandır. Ama onlarında yetkisi yoktur. Yani kıyılarda yapılacak olan tesisler, kıyı yapı ve tesislerinde planlanan uygulama sürecine ilişkin tebliğe göre yapılır. Bu tebliğ 6 Temmuz 2011 tarih ve 27986 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır ve burada nasıl yapılacağına dair işlemleri anlatmaktadır. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü kimlerden görüş alacağını detaylı olarak anlatır. En son ilgili belediye ve belediye başkanlığına bir takım imar plan teklifi sunar. Bakanlık sunar diyor. Tebliğde bu planları bakanlık yapar ve bakanın onayına sunar diyor. Kıyı kenar çizgisinin kara tarafında bulunan bölümleri var ise, bu alanlar planlamaya dahil edilir ve teklifin bütünlüğünün ve işleyişinin kolaylaştırılması amacıyla 3194 sayılı kanunun 9. maddesi uyarınca onama yapılır. Onaylanan planların ilan ve askı işlemleri valilik ve belediyesi tarafından yerine getirilir. Yani bütün süreçleri, kıyı yapı ve tesislerindeki ilgili süreçlerin izinlerini bakanlık verir ve takip eder. En son planlarını yapar ve belediyeye askıya yollar. Niye valiliğe de askıya yollar. Çünkü valilikte 25000 planı, belediyelerde ise 5000’lik ve 1000’lik planlara askıda itiraz süresi vardır. Sadece belediyeler bu görevi yapar. İtiraz varsa ilgilisini bildirir. Yok ise tutanakla itiraz yoktur der. Bunu bakanlığa iade eder. Şimdi bu noktada İmar Müdürlüğü’nün bu raporu doğrultusunda yani böyle yapılması gerekir dediği noktada imar komisyonu CHP’nin meclis üyesinin bunu ilgi tutarak, yani bunu mecliste görüşmeyelim, görüşme yetkimiz yok. Bunu bakanlığa gönderilmek üzere ilgilisine dosyanın iadesi kararı alıyor. AKP’li iki üye ise, bunu kabul edelim ve mecliste oylayalım diyor. Gayet doğaldır. Komisyonda insanlar görüşlerini bildirir ve komisyon kararını oluşturur. Nitekim komisyon kararı da aynen söylediğim gibi CHP’li üyelerin ilgisi dolayısıyla dosyanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ilgilisi tarafından gönderilmek üzere talep sahibine iade edilmesine karar vermişlerdir. Diğer iki AKP’li üye de talebin kabulüne ve belediye meclisince onaylanmasına karar vermişlerdir” dedi.
“Karakaş ile görüştüm”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan konu ile ilgili ÇTSO Başkan Yardımcısı Kemal Karakaş’ın kendisini aradığını belirterek; ” Beni sayın kemal karakaş aradı. ÇTSO yönetim kurulu üyesi. Bana dosya komisyondan ne şekilde geçti diye sordu. Bende komisyonda CHP’li üyeler bu dosyayı bakanlığa gönderilmek üzere ÇTSO’ya iadesine karar verdi dedim. Ertesi gün konu meclis gündemine gelmeden önce ÇTSO’nun genel sekreteri sayın Sema Sandal ile Yönetim Kurulu Başkanı sayın Bülend Engin imzasıyla dosyanın geri çekildiği belediyeye bildirildi. Belediye Meclisi’ne geldiğimizde de imar müdürü dosya geri çekilmiştir dedi. Dolayısıyla geri çekilen dosya ile ilgili herhangi bir görüşme yapılması söz konusu olamaz. ÇTSO’nun yaptığı açıklama metninde ‘ÇTSO yönetimince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilmek üzere geri alındığı şeklindeki haberler gerçeğe aykırıdır’ deniliyor. Burada geri almışlardır. Demek ki, gerçeğe aykırı değildir. Ayrıca metinde ‘Belediye Başkanı tarafından Yat Limanı Projesi’nin belediye meclisinde oylamaya sunulmayacağının açıkça ifade edilmesi üzerine dosya geri çekilmek zorunda kalmıştır’ ifadesi var. Hayır, ben oylamaya sunmayacağım demedim. Çünkü benim Çanakkale Belediye Meclisi’ne gelmiş olan ve kayıtlara girmiş olan herhangi bir imar dosyasını tek başıma iade etme, oylatmama gibi bir yetkim yoktur. Eğer böyle bir yetki kullanırsam suç işlemiş olurum. Niye, çünkü meclise girmiş dosyanın akıbetine meclis karar verir. Her dosya meclise sunulur ve okunur. Meclis üyeleri konu üzerinde eğer gerekli duyarlarsa görüşlerini ifade ederler ve oylanır. Oylanmak zorundadır. Oylamayalım denilemez. İmar Komisyonu kararı ve imar müdürünün yorumu, belediye meclisini hiçbir aşamada bağlamaz. Meclis özgür iradesiyle gerek imar müdürüne gerekse imar komisyonu kararlarının tersine kararlar alabilir. Ama belediye başkanı asla ve asla hiçbir noktada meclise gelmiş bir dosyayı oylatmamazlık, iade etme ya da çekmeceye koyma gibi bir yetkisini kullanamaz. Bu konuyu orada bulunan hem ÇTSO yönetim kuruşlu üyesi olan hem belediye meclis üyesi olan hem de imar komisyonu üyesi olan bir arkadaşımızın çok iyi biliyor olması lazım. Çünkü metnin altında imzası var” diye konuştu.
“Israrla kamuoyunu yanıltmaya devam ediyorlar”
Gökhan ısrarla kamuoyunun yanıltılmaya devam edildiğinin altını çizerek; “ÇTSO açıklamasında ‘Yat Limanı Projesi’nin Çanakkale Projesi olduğu ve Çanakkale projesinin belediye meclisini, iradesine sunulmaksızın belediye imar komisyonu 5 üyesinin 3’ünün oyu ile dosyanın bakanlığa havale edilmek istenmesinin Çanakkale Belediye Meclisi’nin iradesine saygısızlık olacağı yönündedir’ diyor. Dosya İmar Komisyonu kararıyla iade edilmemiştir. AKP’li üyeler ısrarla, bu dosya oylansın diye tavır aldılar. Burada bir iyi niyet görmek mümkün değildir. Çünkü, bu dosya eğer çekilmeseydi mutlaka oylanacaktı. Oylama şu şekilde olacaktı. İmar Komisyonu’nun CHP’li üyelerinin öngördüğü şekliyle meclisten geçirilecekti. Niye? Çünkü öteki türlü bir meclis kararı, yetkisi olmayan bir karar almış olurdu ve nitekim dosya çekilmekle de aynı yola girmiş oldu. Çekilmeseydi, mecliste bu konuda evet ilgilisine uygun yere gönderin görüşüyle iade edilseydi aynı yola girmiş olacaktı. Ama ısrarla belediye meclisinden CHP’li üyelerin özellikle ret oyu vermesi düşüncesiyle ve temennisiyle oylatılmak istenmiştir. Bıraksalardı da oylasaydık. Ama ret ve kabul olarak oylanmayacaktı. Onun için sormalarının nedeni ve bu söylemlerinin nedeni budur. Ret ve kabul olarak oylayın diye beklediler. Öyle istediler. Ama belediyenin böyle bir yetkisi olmadığı için hem komisyon hem de idarenin müdürü bu konuda görüşlerini söylemiştir. Meclisin iradesine saygısızlık asla kimse gösteremez. Ne belediye başkanı ne de imar komisyonu. Bıraksalardı o zaman çekmeselerdi sonucunu hep beraber görseydik. Çanakkale Belediye Meclisinden hiçbir şey saklamamız yada gizlememiz söz konusu değildir” şeklinde konuştu.
“1/25000 planda bu yer yok”
Bir başka noktada 1/25000 planda olmadığını ısrarla söylediğini dile getiren Gökhan, “Burada da çok enteresan bir yorum yapmışlar. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma noktasına doğru gitmişler. Diyor ki o zaman şimdiye kadar yapılan bütün plan değişiklikleri ve verilen imar izinleri tamamen geçersiz mi olmaktadır diyor. 1/25000 plan arıyorsan diyor. 1/25000 planda bize verilen konut alanları gibi belediye meclisinin değiştirebilme veya bu planları düzenleyebilme yetkisi vardır. Yoksa biz ne havaalanı ile ilgili karar alabiliriz, ne yat limanı ile ilgili karar alabiliriz, eğer 1/25000’de burası orman alanı diyorsa burası tarım alanı diyorsa bunları Çanakkale Belediye Meclisinin değiştirme yetkisi yoktur. Buraları konut alanına da açılmaz. Başkan alanlara da açılmaz. Biz yaptığımız plan tadilatlarını 1/25000’de 5 binliklerine ve binliklerine yönelik olarak bize verilen yetkileri kullanmaktayız. Dolayısıyla 1/25000’ini değiştirme yetkisi İl Genel Meclisine aittir. Bu eleştirinin de ne kadar bilgi sahibi olmadan sadece duygusal nedenlerle, sadece Cumhuriyet Halk Partili üyelerinin red oyunu alamamış olmanın vermiş olduğu bir telaşla yazıldığını zannediyorum” dedi.
“Yola devam etmeliler”
Kent için gerekli olduğunu ifade ettikleri yat limanının yapım sürecinde yollarına devam etmeleri gerektiğine vurgu yapan Gökhan; ” Bu noktada biliyorsunuz bir imza kampanyasından söz ediliyor. Orada da yine biz diyorlar Barbaros Mahallesi halkından 9 bin taneye aşkın imza aldık. Bunun için bunun yapılması gerekir. Bunun evet denilmesi gerekir. 9 bin tane imza toplamış olabilirler. Buna hiçbir itirazım yok. Bu konuda bir tavrımızda yok. Ama ben şu soruyu soruyorum. Çanakkale yat limanı Barbaros Mahallesi sakinleri projesimidir. Hem Çanakkale projesi diyorsunuz hem sadece Barbaros Mahallesinden imza topluyorsunuz. Bu ne yaman çelişkidir. Eğer bu Çanakkale projesi ise bunu bütün Çanakkale’deki mahallelerden toplamamız gerekir. Niye bunu bu şekilde hem de muhtarı bu işin içine katarak yapmaya çalışıyorsunuz. Bunu anlamamız söz konusu değildir. Bu imza kampanyası noktasında da değerli muhtarımızı da bu işin içine çekerek vatandaş da yalan yanlış bilgiler vererek bu imza kampanyasını yaptıkların görüyoruz. Bir metin var kampanyanın üzerinde. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlanan 608 yat kapasiteli ÇED olumlu raporu alınmış olan buraya kadar sorun yok. Yönetiminin %51 hissesi Çanakkale Belediyesine verilmesi taahhüt edilen Çanakkale Yat Limanı projesinin yapılmasını arz ederiz diyor. Çelişkilerle dolu öyle bir süreci yaşıyoruz ki bunu herkesin açık ve net bir biçimde bilmesinde yarar var. Bira önce bir cümle söyledim. Ne dedim. Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Valiliği, Hüseyin Akif Terzioğlu Vakfı, Gestaş, ÇTSO bir işletme olması için görüşmeler oldu. Şimdi bu işletmenin buranın yönetiminin %51 hissesini kime sorarak Çanakkale Belediyesine taahhüt edilebilmiştir. Barbaros Mahallesinde ki vatandaşlar bunu okuduklarında ne anlayacaklardır. Ah ne güzel bunlar oturmuşlar hisseyi belediyeye vermişler onun için buda bizim malımız olmuş mu diyecekler. Yada %51 hissesi Çanakkale Belediyesine hangi yetkili kurumlar tarafından karar verilmiştir. ÇTSO Meclis Başkanına bir yazı yazdım sordum. Böyle bir karar var mı? Diğer ortaklarda soruyorum. Brenim gıyabımda bunu bağışlayalım mı dediniz. Sayın Başkan hatta %100’ünü taahhüt ediyor. Bu iş olsun diye aslı olmayan bir çıkarı bir menfaati öngörmenin adı nedir. Bunu belediye meclisi geçiriversin %51’ini verelim anlamı nedir. Belediye taahhüt olduysa meclisim bana şu soruyu sormalıdır. Taahhüt var sen bu taahhütten haberin var mı diye sorması gerekmez mi? Bu noktada hiç kimseye ne hakaret ediyorum nede iftira atıyorum. Bir durum tespiti yapıyorum. Taktiri de kamuoyuna bırakıyorum. Ben bu kentin belediye başkanıyım. Herkesin belediye başkanıyım her şeyi herkese doğru söylemek zorundayım. Eğer bir yerde yaslan söylediğim ortaya çıkarsa ben bu görevi bırakırım. Ama böyle aslı astarı olmayan konularla kamuoyunu yanıltanlarda kendi durumlarını değerlendirmek zorundalar. Kendi camiaları bu durumu değerlendirmek zorunda.
Sayın Milletvekillerimiz her konuda olduğu gibi incelemeden bana sormadan açıklamalarda bulunuyorlar. Benim görevimi milletvekillerine cevap vermek değil. Özellikle bu noktada sanki ÇTSO’nun yakındaki seçimlerine bir müdahaleymiş gibi algılatılmaya çalışılması son derece yakışıksız olmuştur. Tam tersine Sayın Milletvekilleri ÇTSO seçimlerine müdahil olmuş durumdadır. Onun için ben yapmam yapmak isteyene de yaptırmam diye hiçbir anlayışım yoktur. Böyle bir anlayışımız asla olmaz. Yat limanı yaptırmamak için türlü oyunlara girişti diyor Sayın Milletvekilleri. ÇTSO seçimlerine yönelik rol kapma ve oda seçimlerini etkilemek için var olan yönetim ve başkanının da başkanı olacak yat limanı projesinin engellenerek güçlü bir şekilde seçimlere girmesinin önüne geçmeye yönelik önemli bulgular olduğu da hemşerilerimiz tarafından bize aktarılıyor. Birde bana sorsaydın. Birde ben aktarıverseydim bir şeyleri. Sokakta dolaşan dedikodular üzerine mi böyle bir kanıya varıyorsunuz. Çanakkale Belediye Meclisini ve bütün belediye meclislerini hangi yöntemle çalıştıklarını biliyorsunuz. Mevzuatta aykırı bir şeyi belediye meclisine dayatmaya ne hakkınız var diye önce kendi arkadaşlarınıza sorun. Üstelik bir tanesi ÇTSO Yönetim Kurulu üyesi” dedi.
“Ben kitapçığımda her türlü öngörümü yapabilirim”
Başkan Gökhan seçim kitapçığında her türlü öngörüyü yapabileceğini belirterek; ” Pratiğe gelindiğinde ebetteki kent halkının görüşlerini dikkat etmeliyim. Ben bunu öngörmüş olabilirim. Bir duyarlılığı varsa bunu görmezden gelemem. Ben bunu vaat ettim yapacam diyemem. İskele meydanında ısrarlarımıza rağmen bir türlü Anafartalar Otelini yıkılmasına sağlayamayanlar biz yatırıma başlayanlar bizim önerdiğimiz noktaya geldiler ve biz hemen gereğini yaptık. Onların baskısı falan değil. Bizim net önerimiz var. Hiç kimsenin bize yatırımdan kaçıyorsunuz diye bir yaklaşımı olamaz ama çok yatırım var ki bizim karşı çıkmamıza rağmen yapılan ama sonunda da atıl kalan. Hastane binası, OSB, havaalanı hep bunlara karşı çıktık zamanında. Yerleri konusunda karşı çıktık. Hepsi ortada. Onun için biz kent halkının seslerine kulağımızı açık tutarız. Kendi yandaşlarımıza değil.
Teknik olarak yat limanı projesine devam etmeliler. Çünkü hiçbir bahane yoktur. Efendim biz müracaat etmeyeceğiz. Etmek zorundalar. Çünkü değişen bir şey yok. Biz doğru yolu gösterdik. Buyrun Ankara’da ilgili bakanlıkta müracaatınızı yapınız ve süreci devam ettiriniz. Çanakkale Belediyesine bu konuda yük sürmekten vazgeçiniz. Sayın Milletvekillerimiz konuyu da ellerine geçirince coştukça coşmuşlar. Bir metin hazırlamışlar. Kim hazırladıysa. Özellikle üniversite konusunda üniversitenin de yanında yer almamayı bir marifet saymaktadır diyor değerli milletvekillerimiz. Tam tersine Çanakkale Belediyesi sonunsa kadar ÇOMÜ’nün yanındadır. Biz üniversitenin yanında oluruz kişilerin yanında olmayız. Çanakkale Belediyesi bunu ispatlamıştır. Sayın Rektör o üniversitenin rektörü bende bu kentin belediye başkanıyım. Bu kente gelen insanlar üniversite ve yerel yönetimin bir arada fotoğrafını gördüğünde moral motivasyonu yükseldiği için bu fotolar çekiliyor. Üniversiteni bazı unsurlarıyla bireysel bir şeylerimiz olabilir. Ama bu ÇOMÜ’ye karşıt olduğumuzu göstermez. Ne yaparlarsa yapsınlar şu olmayacak. Bu zihniyetten kurtulmanın artık mecburiyet olduğunu göstermektedir diyor sayın vekil. Evet genel iktidarda bu zihniyetten kurtulmanın zamanı gelmiştir ama yerle iktidarda bizim anlayışımız doğru anlayış sürmeye devam edecektir. Ne söylerseniz söyleyin Çanakkale’deki bu gerçeği değiştiremezsiniz, değiştiremeyeceksiniz. Çünkü Çanakkale halkı yıllardan beri neyin ne olduğunu biliyor. Çanakkale’deki CHP iktidarı birçok sağ iktidarla beraber buraya geldi. Nasıl geldi. Çanakkale halkının demokrasiye inancı ve insan haklarına duyarlığı noktasında hep CHP’yi tercih etmiştir. Telaşa gerek yok. Ne kadar güzel mutlu mutlu yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz.Sizlerde bizim iktidarımızda bizlerle bu mutluluğu paylaşacaksınız” dedi.
[Medya Hedef]
Yorumlar...
Henüz yorum yok...