Kepez’de İftar Yemekleri
Kepez.
Köy kökenli yaşantısının içinden gelen sıcak ilişkilerini, alabildiğince yaşatmakta Kepez.
Çanakkale’nin birçok ilçesinden daha kalabalık olsa da Kepez.
İnsanlar, birbirlerini tanımakta çoğunlukta.
Kepez’e göç edip gelenlerde, bir anda Kepezli olmaktalar.
Bir merhabayla kurulan dostluklar, baki hale gelmekte.
Kepezlilerin geçmişten geleceğe taşıdıkları birçok güzel gelenekleri,görenekleri bulunmakta.
Bunlardan en önemlisi, “Kepez Güreşleri.”
Kepez Güreşleri, yakın zamanda yarım asırlık olacak.
Kepez büyümekte.
İnsanlar bu büyümenin içinde yaşamaktalar.
Birbirlerini tedirgin etmeden, kırmadan dökmeden…
Bu durum beni de mutlu etmekte, iki yıllık bir Kepezli olarak.
*
Ramazan ayı geldi, aha birkaç gün sonra bitecek.
Ramazan ayı, gelince her yerde iftar yemekleri verilir.
Bu kalabalık yemekler, çoğunlukla reklam kokar.
Belirli zümrelere verilen yemeklerin fakir doyurmakla alakası yoktur.
Benim çok param olsa, “kendim gibi zenginlere iftar yemeği” versem ne olur ki?
Hiçbir şey olmaz.
“Körler sağırlar, birbirini ağırlar” anlayışıyla verilen şatafatlı ve reklam kokan iftar yemeklerinin kimseye faydası yoktur bence.
Sosyal bir birliğin bağlayıcısı da olmaz/olamaz bu yemekler.
*
Beni, bir iftar yemeğine davet etsinler gitmem.
Benim yiyeceğimi “ihtiyacı olana” verin derim.
Kısacası, Mübarek Ramazan ayı içinde yapılan birçok iş benim hayat felsefeme uymuyor.
İnancım da desteklemiyor olanları, anladığım kadarıyla.
*
Kepez’de iftar yemekleri veriliyor.
Önceki yıllarda da verilmiş.
Geçen yıl yapılan iftar yemeklerinde, en çok çileyi belediye çalışanları çekmişti.
Kepez belediye çalışanları, mesailerine bağlı kalmadan, hizmet ediyorlar Kepezlilere.
Bu yıl yapılan planlamada, Kepez dört bölgeye ayrılmış.
İşler daha kolay hale getirilmiş. Her bölgede bir hafta boyunca, iftar veriliyor verilmiş verilmekte.
“Bedemlik” bölgesinde altı gün.
“Toki 960” konutlarında beş gün.
“Boğazkent Mahallesi’nde” altı gün, iftar yemeği verilmiş.
İki günden beri “Kepez Meydanı’nda” iftar yemeği verilmekte. Altı gün daha Kepez Meydanı’nda iftar yemeği verilecek.
İftar yemekleri verildiği günden beri, üç defa iftar verilen yerlere gittim.
Kepez’de gerçekten ihtiyacı olan bir kesim var. Sürekli yemeklerde yer almaktalar. İftarın verildiği yerde, şatafatlı protokol masaları yok. Yani belediye başkanı ya da hatırlı insanlara ait özel bir bölüm yok. Herkes yemeğini kendisi alıyor. Her yemekte, Kepezli bir imam bulunuyor. Belediye başkanı yemekten sonra, o akşam iftar yemeğini veren kişiye ya da kuruluşa teşekkür ediyor. Yemekten sonra dua ediliyor.
*
Kepez belediyesi, bu iftar yemeklerinde sadece hizmet veriyor.
İftar yemekleri, Kepez’de ikamet eden hayırseverler ya da kuruluşlar tarafından veriliyor.
Bilmeyenler haberi olmayanlar için bu yemekleri verenleri de sayayım. İsteyen reklam desin.
Ne derlerse desinler.
Kuruluşlar şöyle;
“Üsat, Mim İnşaat, Karacanlar İnşaat, Hyundai Sönmezler, Aydoğan Market, Nilsem Temizlik, Tamal Yoğurt, Can İnşaat, Miller, Torkam Makro İnşaat, FM Teknik, Toyota ve Cihan çiçekçilik “
Hayırseverlerin isimleri de şöyle;
“Yakup Köse, Recep Aymaz, Necdet Terzioğlu, Sercan Ercan, Hasan Hüseyin Gaga”
*
Her yemeğin sonunda belediye başkanı kısa bir konuşma yapıyor. Aklınıza hemen siyaset gelmesin.
Şöyle;
“Bu akşamki iftar yemeğini, Hasan Hüseyin Gaga kardeşimiz vermiştir. Kendisinden Allah razı olsun. Yarın akşamki iftar yemeğimiz yine buradadır … gibi.”
Daha sonra imam efendi dua ediyor. Yemek bitiyor.
*
Yemekte gözledim kadarıyla; oruç tutanlar, tutmayanlar, çocuklar, misafirler, yoldan geçenler… herkes var.
“İftar sofrası oruç tutanlar içindir” gibi keskin bir anlayış yok.
“Aç olanlar buyursun, oruçlu olanda olmayanda gelsin. Herkes gelsin.” Böyle güzeldir.
Belediyeden sürekli ilan yapılıyor, iftar yemeğinin verileceği yer belirtiliyor.
Bu iftar yemekleri Kepez’de rayına oturdu. Bu tren doğru gider.
Kepez, Kepez Belediyesi, her ramazan ayı geldiğinde, bu güzel olaya önderlik edecek.
Bu iftar yemekleri gelenek haline gelecek inşallah.
Merak edenler;
“Sizleri de bekleriz, Kepez Meydanı’na.”
*
Orta Asyalı Ünlü Sufi, “Ebu Sait Ebu’l Hayr’a” ait bir sözle bitirelim.
“Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister Mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel… “
Şuayip Odabaşı Son Yazıları...
- 08/01/2014 Bir Ankara / İki Gün / İki Lira
- 18/08/2013 Şakir Askan / Seni Sevmeyen Ölsün
- 18/07/2013 Birliği Bozan Birlik Kavgaları
- 05/07/2013 Zülfü Livaneli / Kepez Kayısı Şenliği
- 01/07/2013 Ucuz Hayatlar
- 24/06/2013 Ölüler Kenti Ozanı’na Mektuplar*
- 11/06/2013 Yenice’de Her Gün Doğa Yürüyüşü
- 27/05/2013 Kepez Güreşlerinin Sonrası
- 15/05/2013 Haydi Kepez’e Güreşlere Gelin
- 30/04/2013 Tostçular Çarşısı
Yorumlar...
Henüz yorum yok...