Kadın Örgütleri Tacize Karşı Adliye Önündeydi
Aralarında Çanakkale Bağımsız Kadın Kolektifi (ÇABA), EL-DER Kadın Danışma Merkezi gibi bir çok kadın örgütünün bulunduğu kadınlar Çanakkale’de bir kamu kurumunda yaşanan taciz olayı ile ilgili olarak 15.12.2011 tarihinde görülen davanın ikinci duruşmasında tacize karşı tepki göstermek için Çanakkale adliyesi önündeydi.
Kadınlar, hazırladıkları mor bez afişleri ve pankartlarıyla sabah saatlerinde Çanakkale adliyesi önünde bir araya gelerek Çanakkale’de bir kamu kurumunda görev yaparken kurum amiri tarafından bezdiriye (mobbing), cinsel tacize maruz kalan, aynı zamanda kurumda çalışan bir işçi tarafından fiziksel şiddete uğrayan kadın arkadaşlarının yanında olduklarını belirterek basın açıklaması yaptı. Kadınlar yaptıkları basın açıklamasında şunları söyledi:
SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ! TACİZE SESSİZ KALMAYACIZ!
Çanakkale’de bir kamu kurumunda görev yaparken kurum amiri tarafından bezdiriye (mobbing), cinsel tacize maruz kalan, aynı zamanda kurumda çalışan bir işçi tarafından fiziksel şiddete uğrayan kadın arkadaşımız için isyanımız büyüyor!
Göreve geldiği ilk günlerden itibaren müdürün küçümseyici ve aşağılayıcı tavırlarına, ajan olduğu suçlamalarına, hakaretlerine katlanmak zorunda kalan arkadaşımız, müdürün cinsel tacizine uğramış, korku ve baskıyla yıldırılmaya, sindirilmeye çalışılmış; tüm bunlar yetmezmiş gibi aynı işyerinde geçici olarak çalışan bir erkek personelden defalarca hakaret görmüş; 19.10.2010 tarihinde de dayağa maruz kalmış, fiziksel şiddet görmüştür. Bu kişi ile ilgili dava Çanakkale 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde sonuçlanmış; kadın arkadaşımıza yapılan hakaretler ve maruz kaldığı fiziksel şiddet hiçe sayılmış; şiddet uygulayan erkek daha önce sabıkasının olmaması nedeniyle ve ceza indirimlerinden faydalandırılarak beraat ettirilmiştir.
Kamuda yaşanan taciz olayı ile ilgili olarak 11.04.2011 tarihinde Çanakkale Başsavcılığı’na açılan kamu davası mahkemenin görevsizlik kararı ile sonuçlanmış ve dosyanın Çanakkale Asliye Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Taciz davasının ikinci duruşması burada birazdan görülecek.
Biz kadınlar bir kez daha haykırıyoruz: TACİZE HAYIR!
Biliyoruz ki cinsel taciz kadının varlıksal yetisini tahrip eden, bedensel ağrılardan, depresyona, kendine güvensizlikten korku içinde yaşamaya kadar kadınların hayatını kabusa çeviren ve yaşandıktan çok sonra dahi olumsuz etkilerini sürdüren bir suçtur. Bu suçun tahrik indirimleriyle cezasının azaltılması ya da cezasız bırakılması tacizcileri cesaretlendiriyor ve taciz suçunu normalleştiriyor. Bu durum biz kadınların hayatını kabusa çevirmeye devam ediyor. Bu nedenle, bir kadın cinsellik ve cinsiyet temelli saldırıya, aşağılamaya ya da ayrımcılığa maruz kaldığında bunun için bir beyanda bulunuyorsa, bu beyanın esas alınmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Yasaların artık biz kadınları görmesini, tacizin ve kadına yönelik her türlü şiddetin cezasız bırakılmamasını talep ediyoruz.
Çanakkale’de yaşanan kamuda taciz olayında kadın arkadaşımıza yönelik taciz ses kayıtlarından açık seçik anlaşıldığı ve amirin iddianameye konu eylemleri gerçekleştirirken temasın da bulunduğunun mahkeme tarafından kabul edilip hakkında dava açıldığı halde kurum amiri görevini burada ya da başka bir yerde sürdürecek, hiyerarşik ilişki ağları içinde kadınlar tehdit altında yaşamaya devam edecekler. Artık evde, sokakta, işyerinde sırf kadın olduğumuz için tehdit/korku/baskı altında yaşamak istemiyoruz!
Biz kadınlar dün olduğu gibi bugün de Çanakkale’de bir kamu kurumda görev yaparken müdürü tarafından mobbing’e, cinsel tacize maruz kalan, aynı zamanda kurumda çalışan bir erkek işçi tarafından fiziksel şiddete uğrayan kadın arkadaşımızın yanındayız. Arkadaşımıza yönelik bezdirinin, aşağılamanın, yıldırmanın, ötekileştirmenin, baskının psikolojik şiddetin sürdüğünü biliyoruz. Yan yana oldukça daha güçlü olacağımızı biliyor ve tüm bunlara artık yeter diyoruz.
Biz kadınlar erkek egemen bir toplumda tacize, cinsel saldırıya maruz kalmak için kadın olmanın yeter şart olduğunu biliyoruz. Erkekler cinsel tacizi ve saldırıyı cahil, sapık, kültürsüz oldukları için değil, kendilerini kadın bedeni üzerinde hak sahibi gördükleri için yapıyorlar. Cinsel tacizi, cinsel saldırıyı “kabahat” olarak nitelendirip para cezasıyla geçiştiren güvenlik sistemine biz kadınlar nasıl güvenebiliriz? Her kadının bir şekilde maruz kaldığı, kadına yönelik şiddetin bir türü ve erkek egemen sistemin kadın bedeni üzerindeki baskı ve denetim araçlarından biri olan cinsel tacize karşı mücadele etmeye devam edeceğiz!
Bir kez daha bugün burada görülecek taciz davasının sonuna kadar takipçisi olacağımızı belirtiyor; tüm kadınları evde, sokakta, işyerinde kadına yönelen şiddete, tacize, mobbing’e hayır demek için dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.
SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ! TACİZE SESSİZ KALMAYACAĞIZ!
BEDENİMİZ BİZİMDİR; TACİZCİLERİN DEĞİL!
TACİZE HAYIR!
Basın açıklamasına KESK Kadın Sekreterliği, Ankara Kadın Dayanışma Vakfı, Nilüfer Kadın Dayanışma Merkezi, Mersin Bağımsız Kadın Derneği, Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi, Buca Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi Derneği (BEKEV), Adana Kadına Şiddete Karşı Dayanışma Meclisi (AKDAM), Ergani Selis Kadın Derneği, Doğubeyazıt Kadın Meclisi, Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, Bağlar Kadın Kooperatifi gibi Türkiye genelinde birçok kadın örgütü de destek verdi. Taciz davasının 3. duruşması 2012 yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Çanakkale adliyesinde görülecek.
Yorumlar...
Orhan Haklıcan
23/12/2011 00:57Merhaba,tamam 15 aralık dava sonucu hakkındada biraz bahsedin. madem medya tarafsız neden bu kişi sürekli görev yaptığı tüm kurumlarda tacize uğradı objektif bakalım.