Çanakkale’de Kadınlar, Kadına Yönelik Şiddete ve Kadın Cinayetlerine Karşı Yürüdü

27 Kasım 2011

Aralarında Çanakkale Bağımsız Kadın Kolektifi (ÇABA), EL-DER Kadın Danışma Merkezi, Eğitim-Sen, Kent Konseyi Kadın Komisyonu gibi birçok kadın örgütünün bulunduğu grup kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı araç konvoyu oluşturup ardından yürüyüş yaptılar.

Kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı hazırladıkları pankartları ve mor bayraklarıyla donattıkları araçlarıyla Kipa kavşağından başlayıp Cuma pazarı kavşağı, esenler toplum merkezi önünden kordon boyu güzergahını takip ederek kadın cinayetlerine dikkat çekti. Golf çay bahçesi önünde kalabalık bir kortej oluşturan kadınlar kordon boyunu takip ederek Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyüş yaptılar. Yürüyüş boyunca sloganlarıyla “Kadına yönelik şiddete hayır, Kadın cinayetlerine son, Rızamız yok isyanımız var, Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz, Kimsenin namusu olmayacağız, Kadın cinayetleri politiktir, Eşit değilsiniz dendikçe daha çok kadın öldürülüyor, Cinsel haklarımız insan haklarımızdır, Erkek egemenliği her gün 5 kadın öldürüyor, Kadınlar artık susmayacaklar, Susma haykır şiddete hayır, Sığınma evi haktır, Bedenimiz emeğimiz kimliğimiz yaşamımız bizimdir, Yaşasın kadın dayanışması diyen kadınlar Cumhuriyet Meydanı’nda da bir basın açıklaması yaptı.

Kadınlar yaptıkları açıklamada şunları belirtti:

BASINA VE KAMUOYUNA

Biz kadınlar bugün  Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele  ve Dayanışma için buradayız.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalıyor ve öldürülüyorlar.

Türkiye’de son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 1400 oranında arttı farkında mısınız?

Türkiye’de her 3 kadından 1’i şiddete maruz kalıyor farkında mısınız?

Yemeğin tuzu fazla, gömleğin yakası iyi temizlenmemiş, kocasından habersiz arkadaşına gitmiş, boşanmayı ya da ayrılmayı istiyor diye kadınlar öldürülüyor farkında mısınız?

Sadece 2011’in ilk sekiz ayında 179 kadın babaları, kocaları, erkek kardeşleri, yakın akrabaları tarafından öldürüldü, 71 kadın tecavüze uğradı farkında mısınız?

Tüm bu yaşananlar münferit birer adli vaka değil; ataerkil değerlerle örülen toplumsal ilişkilerin, kadınları ezen, kadına şiddeti reva gören eril tahakkümün sonuçları olarak politiktir!

Biz kadınlar şiddet görüyoruz, öldürülüyoruz, tacize/tecavüze uğruyoruz ve yasalar bizi korumuyor. 13 yaşındayken 26 adamın toplu tecavüzüne uğrayan N.Ç’nin davasında, kız çocuğunun tecavüzde rızası olduğu gerekçesiyle faillere en alt sınırdan ceza veren hukuk sistemine razı değiliz. Eşinden yoğun baskı ve işkence görüp koruma talep etmesine rağmen, bu talebi yetkililerce zamanında karşılanmayınca kocası tarafından öldürülen kadın arkadaşımız Gülay’ın sonunu hazırlayan bu sisteme razı değiliz.

Kadın katillerine ceza indirimi, kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze tahrik indirimi uygulayan bu ataerkil düzene razı değiliz.

Biliyoruz ki biz sustukça daha nice kadın bu ataerkil vahşet elinde, namus adına, töre adına kadın olduğu için can vermeye devam edecek. Biz sessiz kaldıkça kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz artarak devam edecek. Failler ceza indirimlerinden yararlanıp, ellerini kollarını sallayarak yaşamımızı tehdit etmeye devam edecek. Ölüm haberleri magazinleştirilerek kadın bedeni üzerinden reyting elde edilmeye devam edilecek, bu sistematik kadın cinayetleri normalleştirilecek. Biliyoruz ki eşit değilsiniz dendikçe daha da çok öldürüleceğiz.

Biz kadınlar artık kadına yönelik şiddete,kadın cinayetlerine karşı yasta değil; isyandayız.

Devletin kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bir devlet politikası olarak benimseyerek yaşama geçirmesini talep ediyoruz. Şu açık  ki yasalar kadınları korumakta yetersiz kalıyor.

Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayeti davalarında tahrik ve ceza indirimleri değil; caydırıcı cezalar verilmesini, kadın cinayetlerini durduracak zorunlu yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını istiyoruz. Türkiye’de kadınların yüzde yetmişi şiddet görürken, sistematik kadın cinayetleri son 7 yılda yüzde 1400 artmışken  kadın sığınma evlerinin sayısının arttırılmasını, kadınların korunma taleplerinin ivedilikle karşılanmasını talep ediyoruz.

2005 yılından bu yana 4 bine yakın kadının şiddete kurban gittiği bir ülkede artık korku içinde yaşamak istemiyoruz. Biz kadınlar bugünden sonra da toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete ve kadın cinayetlerine hayır diyerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Ancak şu unutulmamalıdır ki  kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur ve şiddete karşı mücadele herkesin görevidir.

Çanakkale’de de tüm yetkilileri kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze ve kadın cinayetlerine karşı duyarlı olmaya ve bu konularda gerekli önlemleri alarak sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Artık şiddet görmek, tacize tecavüze uğramak, öldürülmek değil; kadın olarak özgürce yaşamak istiyoruz!

Basın açıklamasının ardından üzerlerinde son dönemde erkek şiddetiyle öldürülen kadınların isimleri yazılı olan balonları “Kadın cinayetlerine karşı yasta değil isyandayız” diyerek uçuran kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir