Diyet Uzmanı Didem Güner: “Ramazan’da Dengeli Beslenmeye Dikkat”

01 Ağustos 2011

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Didem Güner, Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin önemine dikkat çekerek, “Ramazan ayının yaz günlerine denk gelmesi nedeni ile su ve sıvı tüketimi daha da önem kazanmaktadır. Vücut su miktarındaki azalma özellikle Ramazan ayının ilk haftasında önemli sorun haline gelebilir. Öğünler öncesinde ve öğün aralarında su tüketimi arttırılmalıdır” dedi.

Diyet Uzmanı Didem Güner, Ramazan ayında vücudun ihtiyaçlarında herhangi bir değişiklik olmaksızın öğün sayılarında, yemek saatlerinde ve yemek tercihlerinde önemli değişiklikler olduğunu belirterek, “Beslenme ritminin bozulması nedeni ile beslenme programında yeni bir düzenleme yapılması önemlidir. Aksi takdirde yavaşlayan metabolizma ile birlikte hazımsızlık, şişkinlik, baş ağrısı, yoğunlaşma bozukluğu gibi olumsuzluklarla karşılaşabiliriz” dedi.

Pek çok kişinin kilo artışı ile sonlandırdığı Ramazan ayını enerjiyi düşürmeden, kilo kontrolü sağlayarak geçirmenin mümkün olduğunu belirten Güner, “Bunun için öğün sayısı ön iftar, iftar, bir küçük ara öğün ve mutlaka sahur ile toplam 4 öğün olarak düzenlenmelidir. Ramazan ayının yaz günlerine denk gelmesi nedeni ile su ve sıvı tüketimi daha da önem kazanmaktadır. Vücut su miktarındaki azalma özellikle Ramazan ayının ilk haftasında önemli sorun haline gelebilir. Öğünler öncesinde ve öğün aralarında su tüketimi arttırılmalıdır. İftarda uzun süre boş kalan mideye çok fazla yüklenmemek için küçük bir ön iftar tüketilmeli. Bu öğünde çorba, iftar tabağı ve bir miktar ekmek iyi bir tercih olmalıdır” dedi.

Güner, iftar yemeği tüketilirken bunun normal akşam yemeği öğünü olmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “Genel beslenme alışkanlıklarımızdan vazgeçmeden çok fazla yağ ilave edilmiş, kızartılmış, glisemik indeksi yüksek, tuz ve baharat yoğunluğu fazla besinleri tercih etmemek en sağlıklısı olur. İftardan sahura kadar olan arada suyun yanında mideyi dinlendiren, hazmı kolaylaştıran ıhlamur, nane, rezene, papatya gibi bitki çayları, tatlı ihtiyacını azaltan elma ve kuşburnu çayları, şeker ilave edilmeden hazırlanmış meyve ve sebze suları tüketilebilir. Sahurda ise hem doyurucu hem de sıvı alımına yardımcı olması nedeni ile ayran tüketilmelidir. İftar ve sahur arasında düzenleyeceğimiz bir ara öğün hem yavaşlayan metabolizmaya engel olur, hem de bir önceki öğünde mideye fazla yüklenmeyi engeller. Sütlü, meyveli tatlılar, meyve salataları, şerbet gibi alternatifler bol tarçın ilavesi ile iyi bir tercih olabilir. Sahurda mayalı-hamur işleri yerine posa miktarı fazla, tokluk hissini uzun süre veren besinler tercih edilebilir. Kahvaltı öğünü olarak düzenleyebileceğimiz gibi kepekli makarna, peynirli-sebzeli gözleme, yumurta ile hazırlanmış menemen de iyi bir alternatif olur. Sebze ve meyve tüketimine önem verilmesi vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması ve kabızlığın önlenmesi için önemlidir. Tüketeceğimiz besinlerin çok sıcak, çok soğuk olmaması da mide rahatsızlıkları açısından önem kazanmaktadır. Ve mutlaka çiğneme süresi uzatılmalıdır. Yavaşlayan metabolizmayı beslenme ile düzenledikten sonra da fiziksel aktivite artırılmalıdır. İftar öğününden yarım saat sonra yapılacak kısa süreli yürüyüşler önemlidir” diye konuştu.

“RAMAZAN’DA KAHVE ÇAY TÜKETİMİNİ SINIRLAYIN”
Ramazan ayında günlük siyah-yeşil çay tüketiminin 3-4 bardak, kahve tüketiminin de 2 fincan filtre edilmiş kahve ile sınırlanması gerektiğini ifade eden Güner, “Eğer iftar yemeğine davetli iseniz ön iftar için aynı tercihleri yapabilirsiniz. Ancak bekleme süresini yapamayacağınız için ana yemeklerden küçük miktarda seçin, ara sıcak almayın, mönüyü önceden öğrenip tercih yapmaya çalışın. İftar sonrası ara öğününüzü yapmayın, bol miktarda bitki çayları, su tüketin. Ancak sahur öğününüzü iptal etmeyin. Oruç tutma nedeni ile yeterli ve dengeli beslenme sağlanmaması beslenme açısından risk altında olan hızlı büyüme ve gelişme çağındaki çocuk ve hamile ve emziren anneler, yaşlı ve hastalar ile ağır işte çalışan işçi ve profesyonel sporcular için sorun oluşturabilir. Sistemik hastalığı olup ancak metabolik kontrolü iyi olmayanlar, günlük belirli zaman dilimlerinde ilaç almak zorunda olanlar için oruç tutmak sakıncalıdır. Ramazan ayının olmazsa olmazı güllacı da light süt, tatlandırıcı ya da esmer şeker ile cevizli ya da bademli olarak bir börek dilimi kadar haftada birkaç kez tüketebilirsiniz” dedi.

İHA

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir