Troia Rüzgârına Güç Katan Osman Bey’in Anısına

Troia Rüzgârına Güç Katan Osman Bey’in Anısına
Fecri Polat
11/08/2020

Troia’nın efsane kazı başkanı Manfred Osman Korfmann’ın 15. Ölüm yıl dönümü. Korfmann namı diğer Osman Bey, Aynalı Pazar Kitabı’ndaki “Troia rüzgâr – ulaşım ve geçiş” isimli yazısında şu sözlerle hitap ediyordu:

“Gelibolu, Çanakkale ya da Troia’nın önemi nedir diye sorulduğunda, verilecek cevapta, hiç kuşkusuz konumundan dolayı büyük avantajlar sağlamasına neden olmuş çevre, ön plana çıkar. Bunun bugün de bilincinde olmak gerek.

Ben, Troia’nın zenginliğinin temelinde, yerleşme ve coğrafik konum arasındaki yakından ilişki olduğuna inanıyorum. Bundaki en önemli rol:

  • – Asya ve Avrupa arasındaki boğaz, yani Dardanel (Çanakkale Boğazı).
  • – Rüzgar.
  • – Karadeniz’den Akdeniz’e akan üst akıntılardır.

Bu üç neden bu bölgede bin yıllarca, yüzyıllarca tarih yazılmasının üç ana nedenidir.”

Korfmann’ın bu üç neden arasında rüzgarı da görmesi onun bölge tarihini iyi bilmesinden kaynaklanıyordu. Yıllarca Troas Bölgesi’nde çalışmış olan Korfmann bölgede yaşanan değişimlerin doğal nedenleri üzerinde kafa yormuştu.

Çanakkale Boğazında denizler arasında yaşanan ters akıntılar nedeniyle antik dönemde ve hatta Osmanlı döneminde dahi gemilerin Boğazı geçemediklerini ve bu nedenle bölgede güney rüzgarlarını beklediklerini biliyordu.

Yukarıda sözü geçen yazısında değindiği şu metin bu olayın en önemli kanıtıdır;

“Şimdi burada şu soruyu sormak gereklidir: Benim gibi tarihöncesi dönemi arkeologunun kısmen yeni olan Osmanlı tarihi ile ilgilenmesinin nedeni nedir?

Bu sorunun cevabını Hasan Paşa Kulesi ve doğal çevre arasındaki ilişki vermektedir. Bu ilişkide her şey bir araya gelmektedir.

Batıda Beşik Koyu, kuzeyde Çanakkale Boğazı, kuzeydoğudan esen şiddetli rüzgarlar ve yelkenli gemiler.

İşte tam bu noktada Hasan Paşa yüksek rütbesine tümüyle uyan bir şekilde konuklarını ağırlayacak durumdadır. Bir süre baş vezirlik de yapmış olan Hasan Paşa, imparatorluğun en önemli kişileri arasında yer almıştır. 1785 yılında da Fransız soylusu Jean BaptisteLechevalier, Hasan Paşa’nın konuğu olmuştur. Lechevalier bu ziyaretini şöyle anlatmaktadır: “Üvecik (Udjek) Tepesi’nin bir mil batısında Yerkesik (Erkessigy) yer almaktadır. Ben orada konaklarken, Kaptan Paşa ya da o dönemin Kaptan-ı Derya’sı, Ege Denizi’ne yaptığı seferlerden sonra, donanma’nın Çanakkale’ye girmesine olanak verecek güney rüzgarlarını beklerken dinlendiği köşkünü onartıyordu.”

Yakın zamanda yaşanan bu olay sanırım Osman Bey’in”Troia Rüzgârı”nı anlatmak için verebileceği en iyi örneklerden bir tanesiydi…

Troia Rüzgârı birçok hayatı alıp götürdü: Priamos, Hektor, Akhileus, Agamemnon, Paris, Helen, İda Dağı’nın yüce tanrıları ve nihayet onları sonsuza kadar yaşatacak eserler yazan Büyük Ozan Homeros… Homeros’un izinde yürüyen Schliemann, Dörpfeld, Blegen ve en sonunda Manfred Osman Korfmann ve onun yetiştirdiği öğrencileri…

Hepsi Rüzgârın yarattığı bir kentin Rüzgârına kapıldılar ve o rüzgâra biraz daha güç kattılar. Osman Bey’in son olarak yön verdiği bu güçlü rüzgârda bir olup, sonsuza kadar yaşayacak güçlü bir rüzgâr yarattılar…

Bütün isimleri içinde barındıran bir rüzgâr; “Troia Rüzgarı”

“Şimdi bir rüzgâr geçti buradan
Koştum ama yetişemedim.
Nerelerde gezmiş tozmuş
Öğrenemedim.

Besbelli denizden çıkıp
Kıyılar boyunca gitmiştir.

Şimdi bir rüzgâr geçti buradan
Koştum ama yetişemedim.
Soraydım söylerdi herhalde
Soramadım.”  
– Cahit Külebi

Fecri Polat Son Yazıları...

Yorumlar...

    Henüz yorum yok...

Sizin Yorumunuz...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir